b- İcâbî Ahlâkî Cezalar (Psikolojik Yaptırımları Olan Cezalar):

Yukarıda mahrum bırakmakla ceza uygulamasından bahsettik. Burada ise, yapılan işle vücûdî yönden cezalandırmalardan bahsedeceğiz. Bunları da şöyle sıralayabiliriz:



Dirilme zamanında suçlular başları eğik olduğu halde Allah'ın huzurunda dururlar (Nâkisû ruûsihim, 32/Secde, 12; 42/Şûrâ, 45; 68/Kalem, 43 vb.); yüzleri kara (3/Âl-i İmrân, 106; 39/Zümer, 60), somurtkan (basîre, 77/Mürselât, 24) vekaralıklar ve toprakla örtülü (ğaberah, 10/Yûnus, 27; 80/Abese, 40, 41); kötü fiilleriyle kendileri arasına girecek uzun bir müddeti arzularlar (3/Âl-i İmrân, 30); amel defterleri büyük küçük her şeyi zaptetmiş/kaydetmiştir (18/Kehf, 49); dahası kendi uzuv ve organları kendi aleyhlerine şâhitlik ederler (24/Nûr, 24; 36/Yâsin, 65; 41/Fussılet, 20); günahlarını sırtlarına yüklenmişlerdir (6/En'âm, 31; 20/Tâhâ, 101); infakında cimrilik gösterdikleri malları boyunlarına dolanacaktır (3/Âl-i İmrân, 180); zemmedilmiş (17/İsrâ, 18, 22), kınanmış (17/İsrâ, 39) ve Allah'ın buğzuna uğramışlardır (40/Mü'min, 10). Hor ve hakîrdirler (sâğırîn, 6/En'âm, 124; 10/Yûnus, 27; 16/Nahl, 27; 22/Hacc, 18 vb.); hazır bulananların huzurunda, onlar tarafından kınanarak Rablerine arzolunacaklardır (11/Hûd, 18); "keşke hesaplarını hiç görmeselerdi ve ölüm de onlar için gerçek bir yokluk olsaydı!" (69/Haakka, 25, 26, 27; 78/Nebe', 40) tarzında beyhûde tamennîde bulunacaklar; yaklaşmakta olan azabı gördüklerinde pişmanlıkla fısıldaşacaklar (10/Yûnus, 54; 21/Enbiyâ, 97; 34/Sebe', 33); onları şeflerine ve metbûlarına (kendilerine tâbi olanlarına) bağlayan bağların artık koptuğunu hissedecekler (6/En'âm, 27; 26/Şuarâ, 102; 89/Fecr, 24) ve nihayet üzüntüler içinde parmaklarını ısıracaklar (25/Furkan, 27-29).