AKLÎ DELİL
Delîl; "Mürşid, rehber, kılavuz" anlamlarına gelir. Istılahda ise, "bilinmeyen şeylerin bilinmesini mümkün kılan şeydir." Veya "Kendisine iyice bakarak ve düşünerek, istenilene götüren şeydir."[666]
Delîl, bize rehberlik eder ve bir şeyin doğru veya yanlış oluşu hakkında bizi bilgi sahibi ederek yol gösterir. Olumlu veya olumsuz, hüküm vermemizi sağlar. Delille öğrenilen ve doğruluğu kanıtlanan şeye "medlûl" denir.
Delîller bir bakıma, akli ve naklî (sem'î) olmak üzere ikiye ayrılır. "Vahye ve işitmeye dayanan delîle" naklî delîl denir. Naklî delile dînî delîl de denmektedir. Kur'an ve hadislerin bildirdikleri, naklî delillere dâhildir. Aklı delil ise; "mukaddimeleri (önermeleri), akla dayanan delildir. Aklî ve naklî deliller, kat'î ve zannî olmak üzere ikiye ayrılırlar. Kesin olarak medlûlü isbât eden aklî delile burhan (ve huccet) denir. Önermeleri kesin olmayan aklî delile de hatâbe adı verilir.
Burhan; zekî ve kültürlü insanların, inceliklerini anlayıp yararlanabilecekleri delîl çeşididir. Meselâ: "Âlem değişkendir, her değişken hâdistir (sonradandır)" delîli bir burhandır. Cahil ve kültürsüz insanlar burhanı anlamaz. Burhan, münâkaşa ve münâzaralarda geçerliliği olan bir delildir.
Hatâbî deliller ise, kafası olumsuz fikirlerle şartlanmamış kimseleri ikna edebilen delillerdir. "Bir yerde iki yönetici olmaz" ifadesi bir hatâbî delîl sayılır Bu tür delillerin mukaddimeleri, genellikle doğruluğu kabul edilmiş ifâdelerdir.
Delîl, bize rehberlik eder ve bir şeyin doğru veya yanlış oluşu hakkında bizi bilgi sahibi ederek yol gösterir. Olumlu veya olumsuz, hüküm vermemizi sağlar. Delille öğrenilen ve doğruluğu kanıtlanan şeye "medlûl" denir.
Delîller bir bakıma, akli ve naklî (sem'î) olmak üzere ikiye ayrılır. "Vahye ve işitmeye dayanan delîle" naklî delîl denir. Naklî delile dînî delîl de denmektedir. Kur'an ve hadislerin bildirdikleri, naklî delillere dâhildir. Aklı delil ise; "mukaddimeleri (önermeleri), akla dayanan delildir. Aklî ve naklî deliller, kat'î ve zannî olmak üzere ikiye ayrılırlar. Kesin olarak medlûlü isbât eden aklî delile burhan (ve huccet) denir. Önermeleri kesin olmayan aklî delile de hatâbe adı verilir.
Burhan; zekî ve kültürlü insanların, inceliklerini anlayıp yararlanabilecekleri delîl çeşididir. Meselâ: "Âlem değişkendir, her değişken hâdistir (sonradandır)" delîli bir burhandır. Cahil ve kültürsüz insanlar burhanı anlamaz. Burhan, münâkaşa ve münâzaralarda geçerliliği olan bir delildir.
Hatâbî deliller ise, kafası olumsuz fikirlerle şartlanmamış kimseleri ikna edebilen delillerdir. "Bir yerde iki yönetici olmaz" ifadesi bir hatâbî delîl sayılır Bu tür delillerin mukaddimeleri, genellikle doğruluğu kabul edilmiş ifâdelerdir.
AKIL
- Akıl: Tanımı ve Mâhiyeti
- Aklın İşleyişi:
- Kur'an-ı Kerim'de Akıl
- İslâm'da Aklın Önemi ve Değeri
- Akletmek, Aklı Kullanmak
- Kur'an-ı Kerim'e Göre Akıl ve Duyu Organlarının Önemi
- Aklın Gücü, Sınırı ve Sorumluluğu
- SEFİH-SEFİHLİK
- Sefih Nedir?
- Fıkıhta Sefih:
- Kur'anın Sefih Dedikleri
- Akıl İle İlgili Veciz Sözler:
- AKIL EMNİYETİ
- AKIL HASTALIĞI
- AKLÎ DELİL
- Yakiniyyat:
- Zanniyat:
- Konuyla İlgili Geniş Bilgi Alınabilecek Kaynaklar
- AKIL HASTALIĞI
A harfi
- ADAM ÖLDÜRMEK
- ÂDİLE
- ÂDİL-İ MUTLAK
- ADL
- ADN CENNETİ
- ÂFÂK
- AF-AFV
- AFYON
- AĞAÇ
- AĞIT
- AĞLAMA
- ÂHÂD HABER
- AHBÂR
- AHD
- AHD-İ ATİK
- AHD-İ CEDİD
- AHFÂD
- AHİ, AHİLİK
- ÂHİR ZAMAN
- ÂHİRETE İMAN
- AHKÂM
- AHKÂMU'Ş-ŞER'İYYE
- AHKEMÜ'L-HÂKİMİN
- AHLÂK
- AHMED B. HANBEL
- AHRÛF-İ SEB'A
- AHSEN
- AİLE
- AKABE
- AKABE BEY'ATLARI
- AKIL
- ÂKİLE
- AKLÎ DELİL
- AKRABA
- AKSIRMAK
- ÂL, ÂLU MUHAMMED
- ALACAKLI
- ALAY, ALAY ETMEK
- ALDATMAK
- ÂMİNE BİNTİ VEHB
- ARZ
- ASHÂBU'S-SEBT
- ASHÂBU'S-SUFFE
- ASHÂBÜ'S-SÜNEN
- ÂSÎ
- AŞÛRÂ
- ASKER TEÇHİZİ
- ASR, ASIR
- ASR-I SAÂDET
- ÂŞİR
- AŞİR (AŞR-I ŞERİF)
- AT ETİ
- AT SÜTÜ
- ATALAR YOLU
- ATEİZM
- AV, AVCILIK
- AVÂRIZ
- AVL, AVLİYE
- AY MUCİZESİ
- AYB
- ÂYET
- ÂYETLERİ UCUZA SATMAK
- ÂYETULLAH
- ÂYETÜ'L-KÜRSÎ
- ÂYİN
- AYIP ARAŞTIRMAK
- AYIP ÖRTMEK
- ÂYİSE
- AYN
- AYNE'L-YAKÎN
- AZÂZÎL
- AZİL
- AZÎMET
- AZRÂİL (ÖLÜM MELEĞİ)
- el-AFÜV
- Hz. ÂİŞE (r.a.)
- AHMED
- ALEM
- ÂLEM
- ALFABE
- ÂL-İ ABÂ
- ALİ İBN EBİ TALİB
- ÂLİM
- ALIN YAZISI
- ALLAMÜ'L-GUYÛB
- ALTIN KULLANMAK
- ÂLU İBRAHİM
- ÂLU İMRÂN
- ÂLU YÂ'KUB
- AMEL-İ KESÎR
- ÂMENTÜ
- ÂMİL
- ÂMİN
- ÂMİR
- ÂMM
- AMMAR b. YASİR
- AMME HUKÛKU
- AMR b. EL-AS
- Amr İbnu Ümmi Mektum
- ANASIR-I ERBAA
- ANAYASA
- Anayasa Türleri:
- ARABULMAK
- A'RAF
- ARAFÂT
- A'RAZ
- ARÂZÎ
- AREFE
- ÂRİYET
- ARİYET KİTABI
- ARKADAŞ, ARKADAŞLIK
- ARŞ
- ARZ-I MEV'UD
- ASABE
- ASABİYE-ASABİYYET-IRKÇILIK
- ASHÂB
- ASHÂBU'L-A'RÂF
- ASHÂBU'L-ESER
- ASHÂBU'L-EYKE
- ASHÂBÜ'L-FERÂİZ
- ASHÂBU'L-FİL
- ASHÂBU'L-HİCR
- ASHÂBU'L-KARYE
- ASHÂBU'L-KEHF
- ASHÂBU'L-MEDYEN
- ASHÂBU'L-MEŞ'EME
- ASHÂBU'L-MEYMENE
- ASHÂBU'L-UHDÛD
- ASHÂBU'L-YEMİN
- ASHÂBU'R-REDD
- ASHÂBU'R-RESS
- ASHÂBU'R-REY
- ASHÂBU'Ş-ŞİMÂL
- ÂSİYE
- AVLANMA KİTABI
- AVRET
- AZÂB, AZAP
- AZAD ETMEK
- AZARLAMAK
- ÂZER
- AZÎZ HADÎS
- el ÂHİR