D- Hadislerde Fitne Kavramı:

        



‘Fitne’ kavramı İslâm tarihinin sonraki dönemlerinde, diní ve siyasí sebeplerle ortaya çıkan sosyal kargaşa, anarşi, iç savaş manaları kazanmıştır. Kur’an’da bu anlamda kullanılmadığını yukarıda gördük. ‘Fitne’ kavramı bu anlamlarda daha çok hadislerde geçmektedir. Yine hadislerde bu kelimenin Kur’an’daki manasıyla geniş bir şekilde kullanıldığını görüyoruz.



Hadis kitaplarının çoğunda ‘Kitabu’l Fiten veya Melâhim’ başlıklarında fitnelerden bahsedilmekte, mü’minler çeşitli fitnelerden sakındırılmaktadır. Peygamberimiz (sav), müslümanları deccâl fitnesinden, dünya, fakirlik, mal, Cehennem, kabir, diri ve ölüler, kadın (şehvet) fitnelerinden sakındırmıştır. Bu gibi fitneler mü’mine, dinini yaşamaktan alıkoyan engellerdir.



Bazı hadislerde fitne, müslümanların birlik ve beraberliğini bozan, onları birbirine düşüren yıkıcı faaliyetler olarak geçmektedir.



Üsame ibnu Zeyd anlatıyor: Rasûlüllah (sav), Medine’nin Ütum denilen (kale gibi yüksek) binalarından birine yaklaşmıştı ki şöyle sordu:



“-Benim gördüklerimi siz de görüyor musunuz?”



Yanındakiler “-hayır” deyince, buyurdu ki:



“-Bir takım fitnelerin yağmur selleri gibi evlerinizin aralarından aktığını görüyorum.”[24]