4- Helâk Edilme:

        



Tarihte helâk edilen pek çok toplumun ortak özelliği yoldan çıkmış ‘fasıklar’ olmalarıdır. Fısk sayılan tutum ve davranışlar bir yönden toplumun dengesini bozup kötülükleri yaygınlaştırırken; diğer taraftan bazı kişi ve toplumların helak edilmesine, mahvolmalarına sebep olmaktadırlar. Kur’an yoldan çıkan fasıklardan başkasının helâk edilmeyeceğini haber vermektedir.[24]



Örneğin, bazı toplumların servet sahibi zenginler (mütref), mallarıyla kibirlenirler, Allah’ın âyetlerine kulak asmazlar ve doğru yoldan çıkarak fasık olurlar. Allah (cc) böylelerini yeri geldikçe helâk eder.[24]



Hz. Musa (as) İsrailoğullarına  bir şehre girmelerini emretti. Ancak onlar onu dinlemediler ve ‘Sen ve Rabbin gidin savaşın, biz burada oturacağız’ dediler. Bunun üzerine Allah (cc) onlara o şehri kırk yıl haram kıldı ve çölde şaşkın şaşkın dolaşma cezası verdi. Kur’an onlara yoldan çıkmış fasıklar demektedir. Maide: 5/20-26.



Fasıklığın boyutlarını ve sonuçlarını göstermesi bakımından şu örnek dikkat çekmektedir:



“(Firavun) kavmini küçümsedi, fakat onlar ona yine de itaat ettiler. Çünkü onlar yoldan çıkmış fasık bir topluluktu. Ne zaman Bizi kızdırdılar, onlardan öç aldık ve hepsini suda boğduk. Onları sonradan gelen (inkârcı)lara ibrek alınacak bir geçmiş kıldık.” (Zuhruf: 43/54-56)



Firavun yoldan çıkmış bir fasıktı. Yeryüzünde haksız yere büyüklenmiş ve tuğyan etmişti (azıp sapmıştı). Rabblik iddia ediyordu. Bunun yanında halkına zulmediyordu, onları küçük görüyor, aşağılıyordu. Hatta halkı daha iyi güdebilmek ve saltanatını devam ettirebilmek için onları gruplara bölüyor, bir kısmını öldürüyor, bir kısmını ise sağ bırakıyordu. Buna rağmen halkı ona itaat etmekten, onun peşine gitmekten vazgeçmiyordu. Hz. Musa (as) ona karşı koyup halkı onun zulmünden kurtarmak istemesine rağmen; halkın bir kısmı ona destek olmaya, onun saltanatı önünde boyun eğmeye devam ettiler. Allah (cc) da hem firavunu hem de onunla birlikte fısk’a düşen halkını cezalandırdı.



Her devrin firavunları vardır ve bütün firavunlar birbirine benzer. Allah (cc) firavunların fısk’larından ve firavun zihniyetini bile bile destekleyenlerden razı değildir. Yeri ve zamanı gelince firavunları, firavun düzenlerini ve onlara arka çıkan şuursuz toplulukları cezalandırır.



Fasıklar Allah’a karşı sorumluluk duygusu taşımazlar. Ilişkilerinde hakka uymak yerine çıkar düşüncesi esastır. Yalan söylemekten, insanları aldatmaktan geri durmazlar. Toplumda fesat çıkarırlar, bozgunculuk yaparlar, huzursuzluğa sebep olurlar. Onların ürettiği fısk olan tutum ve davranışlar, toplumsal çöküş sürecini başlatır ve Allah’ın azabının gelmesine sebep olur.



Onlar Rabbleriyle olan ahd’i (sözleşmeyi) bozarlar, Rabblerine karşı mesuliyet duygusu taşımazlar, insanlar arası ilişkilerde hakkaniyet ölçüsünü terkederler, yeryüzünde fesat çıkarırlar. Bundan dolayı da zarara uğrarlar.[24]