Tefsir:

"Andolsun ki biz sana tekrarlanan yediyi ve şu büyük Kur'an'ı vermişizdir " (el-Hicr, 15/87) ayetinde Fâtiha suresi anılmıştır. Surenin umûmî tefsiri şöyledir: Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. Rahman ve Rahîm olan Allah'ın adıyla başlarım. "Alemlerin Rabbi olan Allah'a hamdolsun "(1). er-Rabb; Mâlik, mutasarrıf demektir; yalnız Allah'ın adıdır. el-Alemin, âlem'in çoğuludur, Allah'tan başka bütün varlıklardır. Hamd yalnız O'nadır. Her şeyde mutlak rububiyet O'nadır, O bütün kâinatın terbiyecisi, hâkimidir. Azamet, şeref, ululuk, yaratıcılık, icad O'na aittir. Allah'ın rahmeti her şeyi kuşatmıştır. Mükâfat ve cezayı yalnızca O verir.



O, Rahman ve Rahîmdir (2), Dünyada bütün yaratıkları ve âhirette yalnız mü'minleri esirgeyen, bağışlayan O'dur.



Din gününün sahibidir (3), Mâlik; sahip demektir, mâliki veya meliki şeklinde okunabilir. Din, burada ceza demektir. O'ndan başka kimsenin hükmünün geçmediği Din günü, âhirette hesaba çekilme günüdür. O günde amellere ceza ve mükâfat vermek sadece O'na mahsustur. En güzel isimler ve sıfatlar O'nundur.



Yalnız sana ibadet eder ve yalnız senden yardım dileriz(4). Yalnız sana kulluk ve itaat eder, ancak sana boyun eğeriz; zira sen her türlü yüceliğe layıksın. Senden başka hiçbir güç kulluğa ve muhtaçlığa cevap veremez. Dilediğimiz her şeyi yalnızca senden dileriz, zaten senden başka yardımcı da bulunmaz.



Bizi doğru yola ilet (5). Bizi Kur'ân yoluna, İslâm yoluna ilet. Sana yaklaştıracak, bize hürriyetimizi kazandıracak yolu. Sen kimi dilersen onu hidayete erdirirsin. Bizi dosdoğru yolunda iman üzere sabit kıl, cennete gidenlerden eyle. Doğru yol hakkında Hz. Peygamber (s.a.s.): "Doğru yol Allah'ın kitabıdır, İslâm'dır" buyurmuştur (Tirmizî, Fedâilü'l-Kur'ân, 14; Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 1).



Nimet verdiğin kimselerin yoluna (6). Yani peygamberler, sıddıklar, şehidler, salih mü'minlerin yoluna ilet (bk. en-Nisâ, 4/69) Onlar ne güzel arkadaştır, ne güzel müminlerdir.



Kendilerine gazab edilmiş olanların ve sapmışların yoluna değil (7). Yani Yahudiler ve Hıristiyanların (Tirmizî, Tefsir, 2; el-Mâide, 5/60, 77) veya İslâm'dan sapanların yoluna değil.



Onlar gibi bizi de helâk etme. Doğru yoldan sapan azgınlardan değil, Resulunün dosdoğru yolundan gidenler kıl. Bizi heva ve hevesine uyan, büyüklenen, haktan sapân münâfıklardan ve kâfirlerden ayır, onlardan duaların en güzeli ile sana sığınıyor, sana dua ediyor ve yardımını bekliyoruz. duamızı kabul et.



Amin. Duamızı kabul et. Cemaatle namazda İmam sureyi bitirince cemaat Ebu Hanife'ye göre gizlice, Şâfii'ye göre açıktan âmin der (Alûsî, Rûhu'l-Meânî, I, 59-137; Kurtubî, Câmiu'l-Ahkâm, I, 133-149; Seyyid Kutub, Fi Zılâli'l-Kur'ân, I, 3646; M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, 56-145; İbn Kesir, Tefsiru'l-Kur'âni'l-Azım, I, 29).