Fâsit Evliliğin Hükümleri:

Fasit evlilik cinsel birleşmeden önce, evliliğe ait herhangi bir sonuç doğurmaz. Böyle bir nikâh cinsel birleşmeyi meşrû kılmaz. Kadın için mehir, nafaka ve iddet gerekmez. Sihrî hısımlık ve nesep sâbit olmaz. Eşler arasında miras cereyan etmez. Karı kocanın kendiliğinden birbirini terketmeleri gerekir. Aksi halde, konu, eşlerin ayrılması için hâkime götürülür. Diğer yandan kötülüğü (münkeri) önlemek için, bu işle görevli güvenlik güçlerine (hisbe teşkilat görevlilerine) başvurmak da caizdir. Eşlerden her birisi için, diğer eş hazır olmasa bile, fasit nikâhı fesih hakkı sabit olur. Sağlam görüşe göre, cinsel birleşme olsun veya olmasın Allah'a isyandan kurtulmak için bu hak vardır. Ancak fesih hakkının bulunması, hâkimin ayrılma kararı vermesine aykırı değildir.



Cinsel birleşme olmuşsa, şu sonuçlar ortaya çıkar: Bu birleşme her iki taraf için bir günah ve Allah'a isyan olarak kalır. Eşlerin evliliğe devamları caiz değildir. Derhal ayrılmaları gerekir. Kendiliğinden ayrılmazlarsa, hâkim tarafından zorla ayrılırlar. Kendilerine zina cezası uygulanmaz. Çünkü fâsit de olsa akit şüphesi vardır. Hz. Peygamber; "Gücünüz yettiği kadar, şüphelerle had cezalarını düşürünüz" (Ebû Dâvud, Salât, 14; Tirmizî, Hudûd, 2) buyurmuştur. Ancak böyle bir evlilik için, İslâm Devleti'nin koyduğu bir ceza (ta'zîr) varsa. bu uygulanır. Ebû Yusuf ve İmam Muhammed'e göre, mahrem hısımla vuku bulacak cinsel birleşme had cezasını gerektirir. Çünkü mutlak evlenme engeli olan evlilikte cinsel birleş me şüpheyi gerektirmez. Geçici evlenme engellerinde ise, nikâh şüphesi vardır. Ancak hâkim ayırdıktan sonra, cinsel birleşme olursa zina cezası uygulanır (el-Kâsânı, a.g.e, II, 335; el-Mevsılî, a.g.e, III, 84 vd.; el-Fetâvâ'l Hindiyye I, 330, 331; İbn Âbidîn, a.g.e, II, 481-484, 835).



Fasit evlilikte cinsel birleşme ma'siyet sayılmakla birlikte, Hanefîlere göre, şu sonuçlar doğar:



a. Kadının mehir hakkı. İmam Züfer (ö. 158/775) dışında, Hanefilerin çoğunluğuna göre, cinsel birleşme tekerrür de etse, mehr-i misil ile mehr-i müsemmadan az olanı gerekir. Akit sırasında mehir konuşulmamışsa, tam olarak mehr-i misil üzerinde hak doğar. Çünkü fasit nikâhta mehrin gerekmesi cinsel birleşme sebebiyledir. Bu konuda şu prensip vardır: "Dâru'l-İslâm'da her cinsel birleşme ya haddi (had cezasını) ya da mehri gerektirir". Fâsit nikâhta akit şüphesi yüzünden had cezası düştüğüne göre geride mehir hakkı kalır.



b. En az altı ay, en çok bir yıl içinde doğan çocuğun nesebi sabit olur. İmam Muhammed'e göre, nesebin süresi cinsî birleşme tarihinden itibaren hesaplanır. Fetvaya esas olan bu görüştür.



c. Sıhrî hısımlık haramlığı doğar. Eşler birbirinin usûl ve füruû ile ebedî olarak evlenemez.



d. Kadına, ayrılma tarihinden itibaren "boşanma iddeti" gerekli olur. Fâsit nikâhta, sahih halvet (eşlerin engelsiz olarak başbaşa kalması, ancak cinsel birleşmenin olmaması hâli), cinsel birleşme hükmünde değildir.



Fasit nikâhta nafaka ve eşlerden birisinin ölümü hâlinde miras hükümleri cereyan etmez. Kadının, kocaya itaat yükümlülüğü bulunmaz. Evliliğin sona ermesi talak niteliğinde sayılmaz ve bu yüzden de boşanma sayısında bir eksilme meydana gelmez (el-Kâsânı, a.g.e., II, 335; el-Fetâvâ';Hindiyye, I, 330; İbn Kudame, el-Muğnî, Kahire 1970, VII, 113-118; ez-Zühaylî, a.g.e, VII, 109 vd.; Ömer Nasuhi Bilmen, İstilâhât-ı Fıkhıyye Kamusu, İstanbul 1967, II, 22-36).



Yunus APAYDIN