Ticarette Kâr Sınırı:

Ticarette maksat; insanlara hizmetle beraber, o işten bir kâr sağlamaktır. Yalnız bu kârın aşırı (ğabn-i fâhiş*) olmaması gerekir. Genel olarak İslâm, ticarette belirli bir kâr haddi koymamıştır. Kâr oranı satılan malların cinsine, özelliklerine göre değişir; Bazı mallarda düşük bir kâr haddi yeterlidir. Toptan satışlarda ve değeri yüksek olan mallarda olduğu gibi. Bazı mallarda ise bu oran normal tutulur. Bozulma ihtimâli olmayan mallar, perakende satışlar vs. gibi. Bazı mallarda da kâr oranı yüksek olur. Bozulma oranı fazla çeşitli riskleri mevcut olan mallar gibi.



Kâr oranı şartlara göre değişir. Fakat bu, her şeyden önce vicdan işidir. Çünkü müslüman, kardeşini aldatmaz, ona ihanet etmez, onu kendisi gibi düşünür. Yani satacağı malı almak istediğinde, ona ihtiyacı olduğunda, kendisine kaça veya hangi şartlarda satılmasını istiyorsa başkasına da öyle satar. İslâmiyet belirli bir kâr haddi koymamıştır derken, bundan, hiç müdâhale edilemez manası çıkarılamaz. Devlet lüzum gördüğünde malların cinsine göre belirli kâr hadleri (narh) koyar; buna uymayanları da cezalandırır .