2) Zengin Hısımların Himâyesi:

İslâm'da prensip olarak, yoksulluğa karşı herkes çalışarak karşı koyar. Ancak çalışmaya gücü yetmeyenler, dul kadınlar, küçük çocuklar, yaşlılar, kötürüm, hasta ve yatalaklarla, başına gelen bir musibet yüzünden kazanç elde edemeyenler, öncelikle zengin hısımları tarafından desteklenir. Bu konu İslâm'da nafaka hukuku hükümlerine göre çözümlenir.



Ebû Hanife'ye göre her mahrem hısımın, kendi hısımına nafaka vermesi vâciptir. Eğer hısım, çocuk ve torunlardan veya baba yahut dedelerden ise, dinleri bir olsun farklı olsun nafaka hukuku cereyan eder. Diğer hısımlar arasında ise, ancak dinlerinin bir olması halinde vâcip olur. Bu durumda, müslümanın kâfir olan hısımına nafaka vermesi gerekmez.