Banka Reklâmı

“Müslümanlar çıkarıyor diye bildiğimiz ve hergün para verip aldığımız bazı gazetelerde çeşitli bankaların reklamları çıkıyor. Onların bunu yapmaları, bizim de böyle gazeteleri almamız câiz midir?”



Bir Müslümanın, her ne sûretle olursa olsun, faizi ve faiz müesseselerini reklâm ve tervic etmesi caiz olamaz. Bankalar, her çesidiyle alkollü içkiler, sosyal sigortalar gibi yardımlaşma esprisi üzerine değil de kazanç esası üzerine kurulan ve birçok yönden haram unsur içeren özel sigorta şirketleri, İslâm'ın haram saydığı muâmele ve eşya alım-satımı yapan tüm ticarethaneler ve şirketler buna dâhildirler. Hatta alım satımını yaptıkları eşya haram eşya olmamakla beraber, kazançlarıyla müslümanlara kast eden gayrı müslimlerin firmalarını bile müslümanların reklâm yapması câiz görülmez. Rasûlüllah Efendimiz (s.a.s.): "Kim kimin karartışına katılıyorsa (yani onlarla oturuyor, onlarla muâşeret ediyor, onlarla yardımlaşıyorsa (Münâvî, Feyz, VI/156) o da onlardandır" buyurmuştur (a.g.y. Hatib Bagdâdî'den). Vücuduyla sırf onların kalabalığını yani karartısını fazla gösteren müslümana bu denirse, dili ile, dili gibi yayın organı ile onları teşvik ve reklâm eden müslümana ne denir? Diğer yönden, faizi Allah (c.c.) zulüm ve Allah'a ve Rasûlü'ne harp açma olarak nitelerken, Rasûlullah Efendimiz (s.a.s.) de faizin uygulanmasına yardımcı olan herkesi lânetlerken, zulmün müesseseleşmiş biçimi olan bankaları, kendi maddî çıkarı için reklâm etmek müslümana yakışmaz.



Faiz müesseselerinin reklâmını "darül-harp" telakkisi ile yapmak da -eğer varsa- câiz olmaz. Bu tür gazeteleri almak ise ayrı bir olaydır ve alanın niyyetine göre değişir. "Kalb", her yöne dönmeye, inkılâb etmeye müsâit olduğu için ona kalb denmiştir ve Rasûlullah Efendimiz (s.a.s.) bize: "Allah'ım, fâcirin bana bir nimetini nasîb etme ki, kalbim onu sevmesin" duâsını öğretmiştir. Şimdi birilerinin kalpleri birilerine niçin meylediyor, anlaşılmış olmalı.