Bu Alanda Dört İmamın Öne Çıkmasının Nedeni:
Selef, diğer imamlar ve onlara tabi olanlar da aynı itikat üzere oldukları halde niçin özellikle dört imam ön plana çıkmaktadır?
Dört imamın ön plana çıkmasının nedeni; ilimlerinin genişliği, makamlarının yüceliği, bu yolda verdikleri mücadele, sahabe ve tabiin dönemine yakınlıkları, İslam Alemindeki etkileri ve mezheblerinin yaygınlığı nedeniyledir. Ayrıca bu şekilde imamların itikad birliğini ve bunun sünnet ve sahabenin görüşlerine uygunluğunu beyan ederek, bu imamlara tabi olduklarını iddia ettikleri halde gerçekte onların yollarına uymayan kimseler üzerine hüccet ikame edilmektedir. Üçüncü bir diğer husus ta şudur: Bu büyük imamların itikatlarını, muteber kaynaklarını esas alarak açıklıyoruz. Böylece bu imamlardan herhangi birisine nisbet edilen bazı batıl sözlerin asılsız ve uydurma olduğunu kanıtlamış oluyoruz. Şafii İmamlarından Şeyhul Harameyn Ebul Hasan Muhammed b. Abdilmelik el-Kercî[138] bu konuda el-Fusul fil Usulî anil Eimmetl Fuhul İlzamen li-Zevil Bida vel Fudul isminde bir kitap yazmıştır. Şeyh bu kitabında Şafii, Malik, Sevrî, Ahmed b. Hanbel, Buharî, Süfyan b. Uyeyne, Abdullah b. Mubarek, Evzaî, Leys b. Sad ve İshak b. Rahaveyhin sünnet usulü konusundaki sözlerini beyan ederek itikadlarını tesbit etmiş ve her birinin hayat tercemesini vererek bu imamların İslamdaki büyük mertebelerini gözler önüne sermiştir.
Şeyhul Harameyn kitabının bir yerinde şöyle diyor: Diğerlerinden değil de sadece bu imamlardan nakil yapılması, doğusu ve batısı ile tüm İslam Aleminde bu imamların mezheplerinin yayılması ve bu imamların da, önderlik ve imametlik şartlarına diğer imamlara göre daha çok sahip olmaları nedeniyledir. Bu imamlar hıfz, basiret, zeka, Kitap, sünnet, icma, sened, rical, ahval, arab dili, dilin tarihi gelişimi, nasıh, mensuh, menkul, makul vs konularında tam bir yeterlilik sahibi idiler ve ayrıca emanete riayet ve dindarlılıkları ile temayüz etmişlerdir.
Bu imamların bir diğer özellikleri de sahabe ve tabiin dönemine yakınlıkları ve ilimlerini onlardan almış olmalarıdır.
Açıklamak istediğimiz üçüncü bir husus da şudur: Bu imamların mezheplerini ispatlayarak onlara uyuyormuş gibi görüldükleri halde itikadi konularda onlara muhalefet edenler aleyhine hüccet sunmaktır. Bir imamın itikadını inkar edip mezhebine uymak Şeran ve teban hayret verici bir şeydir.
Kim ki ben, Şeran Şafiiye, itikaden Eşariiye tabi oluyorum derse açık bir çelişkiye düşmüş olur. Çünkü Şafii, hiçbir zaman Eşarii değildi. Ben furuu da Hanbelî usulde Mutezilîyim demek de İmam Ahmede hakarettir. Çünkü Ahmed ömrü boyunca Mutezile ile mücadele etmiştir.
Ve yine şöyle dedi: Ve yine Malikilerden bazıları da Eşarî mezhebinin fitnesine kapılmışlardır ki bu onlar için büyük bir ar ve vebaldir. Çünkü bu büyük imamların mezhepleri, Cehmiyye, Mutezile, Kadriyye, Vakifiyye ve Lafziyye mezheplerini inkara dayanır.
Yazar daha sonra lafız meselesi üzerinde durduktan sonra şöyle diyor: Diğer selef imamlarının mezhepleri daha sonra unutulup, hiçbir tabisi kalmadığından onlardan nakil gereği duymadık.
Eğer denilse ki: O halde niçin mezhepleri yaygınlık kazanan hadis ashabından sadece şu imamlardan nakilde bulunmadınız: Şafii, Malik, Sevri ve Ahmed? Çünkü Evzaî, Sevrî ve diğerlerinin hiçbir tabisi kalmamıştır.
Denilir ki: Çünkü bu zikrettiklerimiz dışındaki diğer imamlar genel mezheb imamlarıdırlar. Ki bunlar kendi dönemlerinde önder idiler; fakat bunların mezhebleri daha sonra diğer büyük imamların mezheblerine ilhak edilmiştir. Şöyle ki İbn Uyeyne önder bir imam olmasına rağmen tercih ettiği hükümler konusunda herhangi bir eser yazmamıştır. Onun yerine Şafii, Ahmed ve İshak yazmışlardır. Dolayısıyla İbn Uyeynenin mezhebi bu şahısların mezheblerine karışmıştır.
Leys b. Sadın öğrencileri ise onun mezhebini sürdürememişlerdir. Şafii şöyle dedi: Onun arkadaşları olmadı. Ancak mezhebi Malik ve Sevrinin mezheblerine yakındır. Dolayısıyla Onun mezhebi de bu ikisinin mezhebine karışmıştır.
Evzaînin sözleri ise mutlaka Malik, Sevrî veya Şafiiden birisinin sözlerine uymaktadır ki dolayısıyla Onu mezhebi de bu üç mezhebe karışmıştır. Aynı şekilde İshakın görüşleri de Ahmedin görüşleriyle aynı paraleldedir.
Denilse ki bu imamların mezheblerinin diğer büyük imamların mezheblerine dahil olduğunu tafsilatlı bir şekilde kim açıklamıştır? Derim ki: Bunu Şeyh Ebu Hamid el-Esferainî Beyanül Ahkam isimli büyük ve değerli eserinde açıklamıştır
Ebu Zera ve Ebu Hatim'in namaz ve diğer hükümlerdeki tercihleri okuduğum ve gördüğüm kadarıyla Ahmedin görüşlerine uygundur. Buharîye gelince; bu konuda Hafız Muhammed b. Tahirin şöyle dediğini işittim: Buharînin hükümler ve meseleler konusundaki seçimleri Ahmed ve İshakın tercihlerine uygundur.
İşte; özellikle bu imamları zikretmemizin nedeni onların imamet şartlarına daha çok sahip olmaları nedeniyle uyulmaya daha layık olmaları ve diğerlerinin onların imamet derecelerine ulaşamamış olmamalarından dolayıdır.
Yazar daha sonra ayrı bir bölüm halinde şöyle diyerek imamların değerlerini özetledi: İmamların usul ve itikatlerini araştırıp ilmi deliller ile ispat edip, bunu bölümler halinde açıkladım ve her bölüme imametlerine delil olacak, onlara uymayı gerektirecek, muhalefetten sakındıracak övgülerle başladım. Günümüzde usul konusunda isimlerini andığınız imamlara uymak sahabe ve tabiinden gelen icmaaya uymak gibidir. Hiçbir müslüman bunun hilafına hareket edemez ve bu konuda hiçbir özür beyan edemez. Onlar hak üzeredirler ve bu ümmetin mezheblerinin büyükleridirler. Onlar önder alimler, din ve diyanet, sıdk ve emanet, büyük ilim ve ictihad erbabıdırlar. İşte bu nedenlerden dolayı ümmet onları baştacı etmiş, usul ve furuu da onlara uymuştur.
Yine şöyle dedi: Kitabın başında da açıkladığımız gibi biz kesin olarak biliyoruz ki bu imamlar, imamlık şartlarına haiz olmaları, derin bilgileri ve Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)in dönemine yakınlıkları nedeniye Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem)in ve Sahabesinin itikatlarını kesinlikle herkesten daha iyi biliyorlardı. Sonra şöyle devam etti: Sonra bazı kardeşlerin soruları tevcihleri doğrultusunda bu kitabın başlıklarından birini imamların bazı sözlerine ayırdım.
İmamların naslarını iki bölümde topladım:
1) Sünnet ve faziletinin beyanı hakkında
2) Bidat ve ehlini terki hakkında
Birinci Fasıl: Bil ki sünnet Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)in yoluna uymak ve gittiği yoldan gitmektir ki bu da üç kısmdır: Sözler, ameller ve akaid.
Sözler: Zikirler ve tesbihat bu kısımdandır.
Ameller: Namazın ve orucun sünnetleri, mezkur sadakalar ve ayrıca hoş davranışlar ve edeb kuralları vs gibi ki bu son ikisi istihbab ve sevab kazanma babındandır.
Üçüncü kısım akaid sünnetidir ki buda inanılması gereken kaidelere imanetmekir.
Şeyh şöyle devam etti: İşte onlardan bize ulaşan sözleri Allah'ın yardımıyla mümkün olan en veciz şekilde, ezberlemek isteyenlerin dikkatlerine sunuyorum:
Sünnete uymak isteyenler bilmelidirler ki akaid sünneti üç kısımdır.
1) Allahın isimleri, zatı ve sıfatları.
2) Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)ile ilgili hususlar.
3) İslam ehli ile ilgili hususlar.
Şeyh, sonra da bu üç kısmın açıklamasına geçti.[139]
Dört imamın ön plana çıkmasının nedeni; ilimlerinin genişliği, makamlarının yüceliği, bu yolda verdikleri mücadele, sahabe ve tabiin dönemine yakınlıkları, İslam Alemindeki etkileri ve mezheblerinin yaygınlığı nedeniyledir. Ayrıca bu şekilde imamların itikad birliğini ve bunun sünnet ve sahabenin görüşlerine uygunluğunu beyan ederek, bu imamlara tabi olduklarını iddia ettikleri halde gerçekte onların yollarına uymayan kimseler üzerine hüccet ikame edilmektedir. Üçüncü bir diğer husus ta şudur: Bu büyük imamların itikatlarını, muteber kaynaklarını esas alarak açıklıyoruz. Böylece bu imamlardan herhangi birisine nisbet edilen bazı batıl sözlerin asılsız ve uydurma olduğunu kanıtlamış oluyoruz. Şafii İmamlarından Şeyhul Harameyn Ebul Hasan Muhammed b. Abdilmelik el-Kercî[138] bu konuda el-Fusul fil Usulî anil Eimmetl Fuhul İlzamen li-Zevil Bida vel Fudul isminde bir kitap yazmıştır. Şeyh bu kitabında Şafii, Malik, Sevrî, Ahmed b. Hanbel, Buharî, Süfyan b. Uyeyne, Abdullah b. Mubarek, Evzaî, Leys b. Sad ve İshak b. Rahaveyhin sünnet usulü konusundaki sözlerini beyan ederek itikadlarını tesbit etmiş ve her birinin hayat tercemesini vererek bu imamların İslamdaki büyük mertebelerini gözler önüne sermiştir.
Şeyhul Harameyn kitabının bir yerinde şöyle diyor: Diğerlerinden değil de sadece bu imamlardan nakil yapılması, doğusu ve batısı ile tüm İslam Aleminde bu imamların mezheplerinin yayılması ve bu imamların da, önderlik ve imametlik şartlarına diğer imamlara göre daha çok sahip olmaları nedeniyledir. Bu imamlar hıfz, basiret, zeka, Kitap, sünnet, icma, sened, rical, ahval, arab dili, dilin tarihi gelişimi, nasıh, mensuh, menkul, makul vs konularında tam bir yeterlilik sahibi idiler ve ayrıca emanete riayet ve dindarlılıkları ile temayüz etmişlerdir.
Bu imamların bir diğer özellikleri de sahabe ve tabiin dönemine yakınlıkları ve ilimlerini onlardan almış olmalarıdır.
Açıklamak istediğimiz üçüncü bir husus da şudur: Bu imamların mezheplerini ispatlayarak onlara uyuyormuş gibi görüldükleri halde itikadi konularda onlara muhalefet edenler aleyhine hüccet sunmaktır. Bir imamın itikadını inkar edip mezhebine uymak Şeran ve teban hayret verici bir şeydir.
Kim ki ben, Şeran Şafiiye, itikaden Eşariiye tabi oluyorum derse açık bir çelişkiye düşmüş olur. Çünkü Şafii, hiçbir zaman Eşarii değildi. Ben furuu da Hanbelî usulde Mutezilîyim demek de İmam Ahmede hakarettir. Çünkü Ahmed ömrü boyunca Mutezile ile mücadele etmiştir.
Ve yine şöyle dedi: Ve yine Malikilerden bazıları da Eşarî mezhebinin fitnesine kapılmışlardır ki bu onlar için büyük bir ar ve vebaldir. Çünkü bu büyük imamların mezhepleri, Cehmiyye, Mutezile, Kadriyye, Vakifiyye ve Lafziyye mezheplerini inkara dayanır.
Yazar daha sonra lafız meselesi üzerinde durduktan sonra şöyle diyor: Diğer selef imamlarının mezhepleri daha sonra unutulup, hiçbir tabisi kalmadığından onlardan nakil gereği duymadık.
Eğer denilse ki: O halde niçin mezhepleri yaygınlık kazanan hadis ashabından sadece şu imamlardan nakilde bulunmadınız: Şafii, Malik, Sevri ve Ahmed? Çünkü Evzaî, Sevrî ve diğerlerinin hiçbir tabisi kalmamıştır.
Denilir ki: Çünkü bu zikrettiklerimiz dışındaki diğer imamlar genel mezheb imamlarıdırlar. Ki bunlar kendi dönemlerinde önder idiler; fakat bunların mezhebleri daha sonra diğer büyük imamların mezheblerine ilhak edilmiştir. Şöyle ki İbn Uyeyne önder bir imam olmasına rağmen tercih ettiği hükümler konusunda herhangi bir eser yazmamıştır. Onun yerine Şafii, Ahmed ve İshak yazmışlardır. Dolayısıyla İbn Uyeynenin mezhebi bu şahısların mezheblerine karışmıştır.
Leys b. Sadın öğrencileri ise onun mezhebini sürdürememişlerdir. Şafii şöyle dedi: Onun arkadaşları olmadı. Ancak mezhebi Malik ve Sevrinin mezheblerine yakındır. Dolayısıyla Onun mezhebi de bu ikisinin mezhebine karışmıştır.
Evzaînin sözleri ise mutlaka Malik, Sevrî veya Şafiiden birisinin sözlerine uymaktadır ki dolayısıyla Onu mezhebi de bu üç mezhebe karışmıştır. Aynı şekilde İshakın görüşleri de Ahmedin görüşleriyle aynı paraleldedir.
Denilse ki bu imamların mezheblerinin diğer büyük imamların mezheblerine dahil olduğunu tafsilatlı bir şekilde kim açıklamıştır? Derim ki: Bunu Şeyh Ebu Hamid el-Esferainî Beyanül Ahkam isimli büyük ve değerli eserinde açıklamıştır
Ebu Zera ve Ebu Hatim'in namaz ve diğer hükümlerdeki tercihleri okuduğum ve gördüğüm kadarıyla Ahmedin görüşlerine uygundur. Buharîye gelince; bu konuda Hafız Muhammed b. Tahirin şöyle dediğini işittim: Buharînin hükümler ve meseleler konusundaki seçimleri Ahmed ve İshakın tercihlerine uygundur.
İşte; özellikle bu imamları zikretmemizin nedeni onların imamet şartlarına daha çok sahip olmaları nedeniyle uyulmaya daha layık olmaları ve diğerlerinin onların imamet derecelerine ulaşamamış olmamalarından dolayıdır.
Yazar daha sonra ayrı bir bölüm halinde şöyle diyerek imamların değerlerini özetledi: İmamların usul ve itikatlerini araştırıp ilmi deliller ile ispat edip, bunu bölümler halinde açıkladım ve her bölüme imametlerine delil olacak, onlara uymayı gerektirecek, muhalefetten sakındıracak övgülerle başladım. Günümüzde usul konusunda isimlerini andığınız imamlara uymak sahabe ve tabiinden gelen icmaaya uymak gibidir. Hiçbir müslüman bunun hilafına hareket edemez ve bu konuda hiçbir özür beyan edemez. Onlar hak üzeredirler ve bu ümmetin mezheblerinin büyükleridirler. Onlar önder alimler, din ve diyanet, sıdk ve emanet, büyük ilim ve ictihad erbabıdırlar. İşte bu nedenlerden dolayı ümmet onları baştacı etmiş, usul ve furuu da onlara uymuştur.
Yine şöyle dedi: Kitabın başında da açıkladığımız gibi biz kesin olarak biliyoruz ki bu imamlar, imamlık şartlarına haiz olmaları, derin bilgileri ve Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)in dönemine yakınlıkları nedeniye Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem)in ve Sahabesinin itikatlarını kesinlikle herkesten daha iyi biliyorlardı. Sonra şöyle devam etti: Sonra bazı kardeşlerin soruları tevcihleri doğrultusunda bu kitabın başlıklarından birini imamların bazı sözlerine ayırdım.
İmamların naslarını iki bölümde topladım:
1) Sünnet ve faziletinin beyanı hakkında
2) Bidat ve ehlini terki hakkında
Birinci Fasıl: Bil ki sünnet Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)in yoluna uymak ve gittiği yoldan gitmektir ki bu da üç kısmdır: Sözler, ameller ve akaid.
Sözler: Zikirler ve tesbihat bu kısımdandır.
Ameller: Namazın ve orucun sünnetleri, mezkur sadakalar ve ayrıca hoş davranışlar ve edeb kuralları vs gibi ki bu son ikisi istihbab ve sevab kazanma babındandır.
Üçüncü kısım akaid sünnetidir ki buda inanılması gereken kaidelere imanetmekir.
Şeyh şöyle devam etti: İşte onlardan bize ulaşan sözleri Allah'ın yardımıyla mümkün olan en veciz şekilde, ezberlemek isteyenlerin dikkatlerine sunuyorum:
Sünnete uymak isteyenler bilmelidirler ki akaid sünneti üç kısımdır.
1) Allahın isimleri, zatı ve sıfatları.
2) Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)ile ilgili hususlar.
3) İslam ehli ile ilgili hususlar.
Şeyh, sonra da bu üç kısmın açıklamasına geçti.[139]
D harfi
- 4- Dârü'l Eman:
- C) İman Hakkındaki Görüşleri:
- DÂBBETÜ'L-ARZ
- ğ) Dua Ederken Dikkat Edilecek Kurallar:
- İmam Ebu Cafer Ahmed İbn Muhammed b. Selame et-Tahavi'nin İtikadı:
- İmam Şafii
- Kaynaklar
- Kur'ân-ı Kerim'de Dünya Hayatı
- ü) Duada Tevessül:
- Ümmetin hakkında en çok korktuğum (şey) saptırıcı imamlardır (önderlerdir).
- D) Sahabe Hakkındaki Görüşleri:
- DÂÎ
- Dalâlete Düşme Sebepleri:
- Dâr Tanımlarına Yeniden Bakmak:
- DÖRT İMAMIN İTİKATLARI AYNIDIR
- h) Dua Âdâbı:
- Hadis-i Şeriflerde Dünya Hayatı
- İmam Ahmed (H.164-241)
- İmam'ı Malik'in İtikadından Bazı Cümleler:
- v) Duanın İstismar Edilmesi:
- Bu hatadan kurtulmanın yolu Kur'an'a ve yine O'nun istediği gibi topyekûn sarılmaktan geçer.
- DALÂLET
- DOSTLUK
- E) Kelamdan Ve Dinde Tartışmadan Sakındırması:
- HUTBE-İ HÂCE
- ı) Kuran'da Allah'ın Bildirdiği Dualar:
- İmamı Şafii'nin İtikadı:
- İmamların İtikat Birliği
- Kaç Çeşit Dünya Vardır?
- y) Duada Neler İstemeliyiz?