DÂMAT

Güvey, insanın kendi kızının kocası. Damatlık, evlilik dolayısıyla meydana gelen, başka bir deyişle hısımlık (sıhriyet)'tan kaynaklanan bir akrabalıktır. Evlenen kız veya kadının kocası, o kız veya kadının ebeveyninin damadı olur.



İslâm'da evlilik, her eşe karşı eşin usûl ve furûunu haram kılar. Dolayısıyla damata da karısının annesi ebediyen haram olur (en-Nisâ, 4/23). Torunların kocaları da damat savılır ve damadın hükümlerine tâbi olur. Kaynana damada ebediyyen haram olduğu için, ikisinin başbaşa kalmalarında, beraber yolculuk yapmalarında, kaynananın ahlakî ölçüler dahilinde açılmasında, bir mahzur yoktur. Tabiî ki bunların beraber bulunmalarının bir fitneye sebebiyet vermemesi şarttır.



Bir kimsenin "damat" olup onun hükümlerine tâbi olması için mücerred nikâh akdi yeterlidir. Nikâh akdi yapıldıktan sonra bir de zifaf gerekmez. Yani kaynana veya damat oluş zifafa bağlı değildir. Sadece nikâh akdinin yapılmış olmasına bağlıdır. Damat ile kaynanası arasındaki hükümler, hemen nikâhtan sonra başlar.



Ahlâkı temiz, dînî endişe duyan müslüman erkeklerin damat seçilmesine dikkat gösterilmelidir. Müslüman ismi taşıdığı halde İslâm'la alay edebilen erkekler zaten dinden çıktıkları için onlara kız vermek caiz değildir. Damat, insanın namusunun bekçisi olduğu için emaneti ehline vermek gerekmektedir. Rasûlullah (s.a.s.) bu hususta "Size, ahlâk ve dinini beğendiğiniz birisi (dünür) geldiğinde (kızınızı) onunla evlendiriniz. Böyle yapmazsanız yeryüzünde fitne ve büyük fesad çıkar" (İbn, Mâce, Nikâh, 46) buyurmuştur. Müslümanların bu konuda titiz davranmaları gerekmektedir.



Ayrıca Damat, bir fıkıh kitabının yaygın ismidir. Kitabın asıl ismi Mecmau'l-Enhur fi Şerhi Mülteka'l-Ebhur'dur. Müellifi Dâmat Abdurrahman Efendi (v. 1078/1667)'dir. Eser Müellifinin adı (Dâmad) ile meşhur olmuş ve Arapça olarak iki cild halinde basılmıştır.



Orhan ÇEKER