Dalâlet ve Türevleri:
Dalâl veya dalâlet masdarları sözlükte; kaybolmak, telef olmak, şaşırmak ve yanılmak anlamlarına gelir.
Somut olarak, çölde seyahat ederken yolunu şaşırmak manasına gelse de asıl anlamı, bilerek veya bilmeyerek doğru yoldan az veya çok ayrılmak, sapmak, ya da azmak demektir.
Bu manadan hareketle mecazi olarak dalâlet akla, duyulara, gerçeğe aykırı ilkeleri benimsemek karşılığında kullanılmaktadır.
Dalâlet , hidâyetin ve rüşdün zıddı olup, kasden ya da unutarak doğru yoldan ayrılmak demektir.
Dalâletin bir başka tanımı şöyle yapılabilir: Maksada ulaştıran yolu bulamamak, istenen sonuca götürmeyen bir yola girmek, ya da arzu edilen sonucu kazandıran her türlü yoldan ve metodlardan ayrılmaktır.
Dalâlet gerçekte , maddí ve görülen bir yoldan sapma olduğu halde, daha sonra din ve akıl yolundan sapmak anlamına kullanılmaya başlanmıştır. Bu nedenle dalâlet daha çok dinden sapmayı, dalâl ise akıl ve sözdeki sapmayı ifade eder.
Aynı kökten gelen idlâl, dalâlete düşürmek, azdırmak,
mudıl dalâlete düşüren, sapıttıran,
dall, dalâlete düşen, sapan, sapmış, anlamlarına gelir. [1]
Somut olarak, çölde seyahat ederken yolunu şaşırmak manasına gelse de asıl anlamı, bilerek veya bilmeyerek doğru yoldan az veya çok ayrılmak, sapmak, ya da azmak demektir.
Bu manadan hareketle mecazi olarak dalâlet akla, duyulara, gerçeğe aykırı ilkeleri benimsemek karşılığında kullanılmaktadır.
Dalâlet , hidâyetin ve rüşdün zıddı olup, kasden ya da unutarak doğru yoldan ayrılmak demektir.
Dalâletin bir başka tanımı şöyle yapılabilir: Maksada ulaştıran yolu bulamamak, istenen sonuca götürmeyen bir yola girmek, ya da arzu edilen sonucu kazandıran her türlü yoldan ve metodlardan ayrılmaktır.
Dalâlet gerçekte , maddí ve görülen bir yoldan sapma olduğu halde, daha sonra din ve akıl yolundan sapmak anlamına kullanılmaya başlanmıştır. Bu nedenle dalâlet daha çok dinden sapmayı, dalâl ise akıl ve sözdeki sapmayı ifade eder.
Aynı kökten gelen idlâl, dalâlete düşürmek, azdırmak,
mudıl dalâlete düşüren, sapıttıran,
dall, dalâlete düşen, sapan, sapmış, anlamlarına gelir. [1]
D harfi
- 4- Dârü'l Eman:
- C) İman Hakkındaki Görüşleri:
- DÂBBETÜ'L-ARZ
- ğ) Dua Ederken Dikkat Edilecek Kurallar:
- İmam Ebu Cafer Ahmed İbn Muhammed b. Selame et-Tahavi'nin İtikadı:
- İmam Şafii
- Kaynaklar
- Kur'ân-ı Kerim'de Dünya Hayatı
- ü) Duada Tevessül:
- Ümmetin hakkında en çok korktuğum (şey) saptırıcı imamlardır (önderlerdir).
- D) Sahabe Hakkındaki Görüşleri:
- DÂÎ
- Dalâlete Düşme Sebepleri:
- Dâr Tanımlarına Yeniden Bakmak:
- DÖRT İMAMIN İTİKATLARI AYNIDIR
- h) Dua Âdâbı:
- Hadis-i Şeriflerde Dünya Hayatı
- İmam Ahmed (H.164-241)
- İmam'ı Malik'in İtikadından Bazı Cümleler:
- v) Duanın İstismar Edilmesi:
- Bu hatadan kurtulmanın yolu Kur'an'a ve yine O'nun istediği gibi topyekûn sarılmaktan geçer.
- DALÂLET
- DOSTLUK
- E) Kelamdan Ve Dinde Tartışmadan Sakındırması:
- HUTBE-İ HÂCE
- ı) Kuran'da Allah'ın Bildirdiği Dualar:
- İmamı Şafii'nin İtikadı:
- İmamların İtikat Birliği
- Kaç Çeşit Dünya Vardır?
- y) Duada Neler İstemeliyiz?