Oruç Ve Edviye:

Sünnet böyle  hâllerde nefsânî arzularla mücâdele etmeyi, onu zabt u rabt altına almayı emreder. Bekâr kimsenin mücâdelede başvuracağı en emin vasıta oruçtur. Orucun şehvânî arzuları kıracağı ifâde edilir: "(...) Evlenmeye gücü yetmeyen oruç tutsun. Zira savm, ona, husyeleri burma gibidir." Yani nikâha olan arzuyu keser. Aynî ve diğer şârihler "orucun cinsî arzuyu tahrik ettiği" ileri sürülerek itirâz edildiğini kaydettikten sonra: "Bu hâl, bidâyette vâriddir, fakat oruca devam edilince, zamanla onun  bu vasfı kaybolur, şehvet kırıcı vasfı galebe çalar" şeklinde cevap verirler. Aynî, ayrıca cimâ arzusunun yemek arzusuna (şehvetu'l-ekl) bağlı olduğunu, onun kuvvetlenmesiyle kuvvetlenip, zayıflamasıyla zayıflayacağını belirtir. Yine Aynî bu hadisten, Hattâbî'nin şehveti yenmek için edviye almak  suretiyle zahmet ve  meşakkate tevessülün cevâzını istidlâl ettiğini nakleder. Fakat Nevevî: "Oruçla şehvet kesilmezse kâfûr vs. kullanmak yoluyla şehveti kırmak câiz değildir, (mutlaka) evlenmelidir" der. İbnu Hacer, "Tamâmen ortadan kaldırmamak şartıyla, şehveti teskin edici ilâç alınmalı" diyerek mutavassıt bir yol tutar.[85]