2) Ailevî Cihad:

Her mü’min için cihad, ikinci derecede aile yuvasında başlar. Devrimizde eşlerlerimiz, çocuklarımız ve öz kardeşlerimiz İslâm dışı hayatın yıkıcı tesirleri altındadır. Çünkü eğitim yetersiz olup İslâm insanı yetiştirme gâyesinden yoksundur. Sinema, tiyatro, radyo, televizyon ve basın gibi kurumlar ise Hakk’a yönlendirici olmak bir tarafa, Bâtıllara yönelticidir.



Ailevî hayatımızda eşimize, çocuklarımıza ve yakın akrabalarımıza İslâm’ı gerçekten yaşayan bir müslüman olarak örnek olmalıyız. Onları, Hak Dinimize bağlamak için her türlü müsbet usûlü denemeliyiz. Çocuklarımızı ve yakınlarımızı ısrarla ve gönül alıcı bir telkin edâsıyla irşâd etmeliyiz. Özellikle beş vakit namaz kılmalarına ve kızlarımızın müslümanca örtünmelerine itina etmeliyiz. Gerekli kitap ve dergileri okutmaya çalışmalı, okuyacakları yerleri istişâre ile tesbit etmeliyiz. Onlar için bol bol fiilî ve kavlî duâlar etmeliyiz. Hanımlarımızın bilgilerini arttırmaya çalışmalı, inançlı, namazlı, örtülü, tutumlu bir anne olarak çocuklarına örnek olmaları zarûretini anlatmaya gayret göstermeliyiz. Bütün bunlar için evlerimizi bir okul, kurs ve mescid haline getirmeye çalışmalıyız.



“Ey iman edenler! Kendinizi ve âilenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun.”  (66/Tahrîm, 6). Elbette ki, bu koruma faâliyetiyle görevimiz olan cihadı yapmaya çalışacağız.   “Ailene ve çocuklarına namazı emret; kendin de ona sabır ile devam et. Biz senden rızık istemiyoruz; Biz seni rızıklandırıyoruz. Güzel sonuç, takvâ iledir.” (20/Tâhâ, 132). “(Önce) En yakın akrabalarını inzâr et (korkut ve uyar)” (26/Şuarâ, 214). Bu ve benzeri âyetlerde Peygamberimizin aziz şahsında mü’minler zümresine mükellefiyet yükleyen emirler, bu çeşit cihadın en mukaddes görevimiz olduğunu bildirmektedir.