Müctehid; İlim ve Fikirle Cihad Eden Âlim

“Müctehid”, âyet ve hadislere dayanarak hüküm çıkaran İslâm bilgini; İslâm hukukçusu; âlim, fakîh kimselere denir. Âyet ve hadislerden hüküm çıkarma gücüne sahip olan fakîh zâta “müctehid” denir. İctihad, ya şer'î delillerden hüküm çıkarma şeklinde olur, ya da çıkarılan bu hükümlerin toplum hayatına uygulanmasıyla ilgili bulunur.



Arapça'yı iyi bildikleri ve Hz. Peygamberle beraberlik sâyesinde Allah ve Rasûlünün maksadını çok iyi anladıkları için sahâbe neslinden müctehidlerin sayısı bir hayli çoktur. Ancak kendilerinden hüküm ve fetvâ nakledilen sahâbe müctehidi yüz otuz kadardır. Bunlardan yedi tanesi fetvâları birer kitap olacak kadar çoktur. Fukâhâ-i Seb'a denen bu sahâbiler şunlardır; Hz. Ömer, Ali, Âişe, Zeyd bin Sâbit, Abdullah bin Mes'ud, Abdullah bin Abbas ve Abdullah bin Ömer (İbnü'l-Kayyim, İ'lâmü'l-Muvakkıîn, thk. M. Muhyiddin Abdulhamid, Mısır 1955, I, 14 vd).



Hz. Ömer, Ebû Mûsâ el-Eşârî'ye gönderdiği mektupta onu kıyas ve ictihada teşvik etmiş, yine aynı konuda Kâdî Şurayh'a (ö. 78/697) şöyle demiştir: "Kitab’dan açıkça anlayabildiğinle hükmet. Eğer Kitabın tamamını bilemezsen Rasûlullah'ın hükmettiği ile hükmet. Bunun hepsini bilemezsen, doğru yolda olan âlimlerin hükümleriyle/fetvâlarıyla hükmet. Bunların da hepsini bilemezsen, re’yinle ictihad et, âlim ve sâlih kişilerle de istişâre et" (Şîrâzî, Tabakât, s: 7; İbnü'l-Kayyim, a.g.e., I, 204).



Âyet ve hadislerden hüküm çıkarmak ve ictihad gerektiren konuları çözebilmek için birtakım şartlara ihtiyaç vardır. Bu esaslar fıkıh usulünün tedvini ile birlikte, ilk defa Müctehid imamlar devrinde tesbit edilmiştir. Aşağıda vereceğimiz bu şartları taşıyanlara "müctehid" denir. Bir müctehidde bulunması gereken özellikleri şöylece ifade edebiliriz: