Açık Üniversite

Yukarıda anlatılmaya çalışılan manadaki ilk açık eğitim ve öğretim kurumunu Hz. Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem Medine-i Münevvere'de kurmuş, çalıştırmış ve bu yolla çok insan yetiştirmiştir.



Müslümanların ilk açık eğitim ve öğretim kurumu Mescid-i Nebevî'dir. Buranın ilk hocası olan Hz. Muhammed sallallahü aleyhi ve sellem yaşları, kabiliyetleri, kültürleri ve sosyal durumları birbirinden farklı olan erkek ve kadın sahabelerini burada yetiştirmiştir. Kalacak yerleri ve maddi imkanları olmayan bir kısım sahabiler için de Suffa adı ile Mescidin arkasında bir yer inşa edilmiş ve orası yüze yakın sahabi için yurt olmuştur. Bu zatların başka meşguliyetleri olmadığı için Hz. Peygamberden daha çok istifade etme imkanı bulmuşlardır. Meşguliyetleri dolayısıyla her zaman Hz. Peygamberin yanında bulunamayanlar ise diğer arkadaşlarının yardımıyla eksik bilgilerini tamamlamaya çalışmışlardır.



Bu sahabiler daha sonra hem Hz. Peygamber sallallahü aleyhi ve sellemden görüp öğrendiklerini aktarmak, hem de bazı yeni konularda şahsi görüş ve tercihlerini ortaya koymak suretiyle dinî, hukukî, siyasî, iktisadî, ahlakî ve sosyal konularda yapılan bütün ilmî çalışmalarda kendilerine başvurulan önemli bir kaynak olmuşlardır. Hz. Peygamber'in yetiştirdiği bu zatlardan intikal eden bilgiler bugün İslâm aleminde yapılmakta olan ilmî çalışmalarda paha biçilmez bir değere sahiptir.



Cami, ilmî çalışmaların merkezi olma hüviyetini asırlarca devam ettirmiştir. Bugün Arapça’da üniversite anlamına gelen "camia" kelimesi bir kapalı ta ilavesiyle elde edilmiştir. Yüzyüze eğitim ve öğretim faaliyetlerinin yürütüldüğü cami, ilk günden beri bir açık üniversitedir. Buraya devam etmek için bir okulu bitirmek ve bir imtihanı kazanmış olmak gerekmez. Her yaşta ve her kültür seviyesindeki kadın ve erkek buraya devam edebilir. Müslümanlar Normal üniversite binalarını da camilerin etrafına inşa etmişler, buralarda okuyan öğrencilerin ve okutan hocaların her türlü ihtiyacının karşılanması için vakıflar kurmuşlardır. Böylece üniversiteler devlete yük olmamıştır.[72]



Bizim bazı camilerimiz açık üniversite olma özelliğini devam ettirmektedir. Ben şahsen camide yapılan bu eğitim ve öğretimden çok istifade etmişimdir. Bulunduğum noktaya gelebilmemde bunun büyük bir yeri vardır. Erzurum'da sabah namazından önce Taş camiinde Ali KÜÇÜK hocadan, ikindi namazlarından sonra Lalapaşa Camiinde rahmetli Lutfullah BİNGÖL hocadan aldığım ilim ve feyzi unutmak mümkün değildir. Buralarda ilmin yanında, ahlak, fedakarlık ve hizmet aşkı öğretilmektedir. O günlerde benimle beraber ders halkasına oturan bir kaç kişiden her biri bugün gerek üniversitelerde ve gerekse sosyal hayatta etkin bir hizmet vermektedirler. Günümüzde bu derslerin azalmış olması üzüntü vericidir. [72]