BUNAK

Zekânın, zihnin ve aklın görevini yapamaması sonucu meydana gelen hastalığa yakalanan kimse, ma'tuh.



Dokuların özelliğini kaybetmesi sonucu bu hastalar bazen deli, bazen akıllı gibi hareket ederler. Unutma olayı artar, yeni bilgiler zihne zor yerleşir.



Bunama, ehliyeti daraltan özellikler arasında yer alır. Bunaklar mümeyyiz çocukları andırırlar. Ehliyet bakımından da onlar gibidirler. (Mecelle, Madde, 978).



Bunak veya fıkhî tâbiriyle Ma'tuh, alış-veriş gibi feshedilebilecek veya batıl olacak bir tasarrufta bulunamaz. Ma'tuh'un alış-verişi batıl ve geçersiz kabul edilir ise yaptığı akidlerde meydana gelecek zarar ve ziyanı yüklenir. (Mecelle, Ali Haydar Şerhi, madde: 960). Böyle bir durumda meydana gelen zararlar ma'tuh'un malından alınır, ona tazmin edilir. Çünkü Ma'tuh bütün işlerinde mahcur kabul edilmiştir. Fakat bir başkası Ma'tuh olan birine bir mal satıp veya kiralasa, rehin veya borç para verse, onunla bir ortaklık kurmak üzere bir sermaye teslim etse, bunak kimse de bunları telef ettiği takdirde ona tazmin ettirilmez. (Ö. N. Bilmen, Istılahat-ı Fıkhiyye Kamusu, VII, 271 vd.). Yalnız ma'tuh tasarrufta bulunmak isterse bundan kimse onu alıkoyamaz. Ma'tuh'un velisi çocuk iken ona velâyet edenlerdir. Başka bir görüşe göre ise bunakın velisi devlet yahut devletin temsilcisi olan kadıdır. Bunak alış-veriş ederken velisi onu görüp de engel olmazsa bu alış-veriş geçerlidir. Fakat bundan bir zarar söz konusu olursa malından tazmin edilir.



Bunaklar bütün hallerinde çocuklar gibidirler. Çocuklar için İslâm'ın koyduğu hükümler ve özellikle mahcuriyetleriyle ilgili olarak belirlenen prensipler aynen bunaklar için uygulanır. Velileri onların mallarından zekâtlarını verir, kurbanlarını keserler.



Şâmil İA.