Suîniyetli Zilyedin Mükellefiyetleri

Sûiniyetli zilyedin elinde bulunan mal aynen mevcut ise bunu hak sahibine teslim edecektir. Zilyed malı tüketmiş, itlaf etmiş, istihlâk, itlâf veya telef yoluyla mal yok olmuş ise tazmin gerekir. Bu tazmin mal mislî ise misliyle tazmin edilecektir. Mal kıyemî ise Ebû Hanîfe'ye göre ödeme zamanındaki kıymeti, Ebû Yûsuf'a göre gasb günündeki kıymetini, İmam Muhammed vc Hanbelîlere göre ise pazarda ve çarşıda malın arkasının kesildiği, bulunamaz olduğu zamandaki kıymetini ödeyecektir. Şâfiî mezhebine göre ise gasb zamanındaki bulunamaz olduğu zamana kadar geçen müddet içindeki ulaştığı en yüksek değeri ödeyecektir. Zâhîrîler ile Mâlikîlerden Eşheb'e göre mal sahibi dilerse gâsıba malı buluncaya kadar mühlet verecek ve dilerse oradaki kıymetini taleb edecektir (Serahsî, el-Mebsut, Kahire 1324 - 31, XI, 50 vd.; Kâsânî, Bedaiu's-Sanâyi, Kahire 1327-28/1910, VII, 151; Şirâzî, el-Mühezzeb, Kahire,1379/1959-60, II, 375 vd.; Şirbînî, Muğni'l- Muhtâc, Kahire 1377/1958, II, 283; İbn Kudâme, el-Kâfı, Beyrut 1402/1982, II, 403, vd.; İbn Hazm, el-Muhallâ, Kahire, t.y., (Mektebetü Dâri't-türâs), VIII, 104; Karaman, a.g.e., II, 480, III, 205).



Zilyed, kendi malından harcayarak malın bazı vasıflarını değiştirirse mal sahibi dilerse malı tazmin ettirir, dilerse ilave ve eklerin masrafını vererek malı geri alır. Değişiklik malın isim ve mahiyetini değiştirecek ölçüde ise mal haksız zilyede kalır ve sahibi bedelini alır. Hak sahibinin zilyedliğinin izalesinden sonra haksız zilyedin malı kullanmasından dolayı değer kaybı meydana gelirse zilyed bu eksiği tazmin eder. Malın semereleri mal sahibine aittir. Zilyed bunları tüketmiş olursa tazmin eder. Zilyed'in semere almak için yaptığı gerekli masraflar, tazmin bedelinden düşülür (Merelle, md., 890-891, 899-900, 903; Karaman, a.g.e., III, 205-206).



Hüsnüniyetli Zilyedin Mükellefiyeti



Gâsıbtan malı, bilmeden satın alan, kiralayan, miras yoluyla sahip olup üzerinde tasarrufta bulunan şahıslar hüsnüniyetlidir. Hanefiler hüsnüniyetti üçüncü şahısları genel olarak sûiniyetli olanlarla aynı hükümde tutmuş, ancak kirada ve hak sahibi olduğunu zannetme durumlarında hüsnüniyetli zilyedi diğerinden ayırmışlardır. Buna göre bir şahıs babasından miras kalan arsayı ağaçlandırmaktan veya bina yaptıktan sonra bir başkası akara sahip çıkıp hakkını isbat etse, eğer tasarrufta bulunan kendinin olduğunu zannederek bu fiilleri yapmış ise ve yaptığı masraf akarın bedelinden fazla ise bedelini ödeyip akara sahip olabilir. Eğer böyle bir zanna dayanmadan tasarrufta bulunmuş olsa ağaçları sökmesi veya binayı yıkması gerekir (Mecelle, md. 906; Karaman, a.g.e., III, 207).



Saffet KÖSE