Terim Olarak Vahy

Vahy yukarıdaki anlamlarda kullanılsa bile, bizim üzerinde durduğumuz ve İslâm'ın kaynağı olarak ön plana çıkan bu kelimenin terim olarak ifâde ettiği mânâdır.



Terim olarak 'vahy', farklı şekillerde tanımlanmıştır. Ancak, bu tanımlarda ortak olan nokta, vahy'in Allah'ın bir şeyi, bir emri, bir hükmü gizlice ve süratli bir şekilde bildirmesidir.



Kimilerine göre vahy, Allah'ın kullarına bildirmek istediği hidâyet ve emirlerini, onların arasından seçtiği peygamberlerine insanların alışık olmadığı bir yolla bildirmesidir.



Vahy, en geniş kapsamıyla şöyle tanımlanabilir:



Rabbimizin, genel olarak varlıklara hareket tarzlarını bildirmesi, özel olarak da insanlara ulaştırmak istediği İlâhî emir, yasak ve haberlerin tümünü aracı ile veya aracısız olarak, gizli ve hızlı bir yolla peygamberlerine iletmesidir.



Buna göre vahyin sözlük ve kavram anlamına bağlı olarak iki alanı vardır. Vahyin genel alanı bütün varlıklara ilişkin, özel alanı ise yalnızca peygamberlere âittir.



Vahyin genel alanı, varlıklara hareket tarzlarının bildirilmesidir. Varlıklar, kendilerine bildirilen bu yaşama düzenine zorunlu olarak uyarak varlıklarını sürdürür, görevlerini yerine getirirler. Bu, fıtratın bir gereğidir. Gökte ve yerde olan bütün canlı ve cansız varlıklar, kendilerine bildirilen fıtratın dışına çıkamazlar.



İnsan bir noktada Allah'ın 'sünnetullah' dediği yaratılış yasası, İlâhî tavır ve tarzın ölçüleri dışında değildir. Bununla beraber insan, farklı bir vahy'e daha muhâtap olmaktadır.



İnsanın muhâtap olduğu bu vahy, vahyin özel alanıdır.



Buna bir âyette şöyle işaret edilmektedir:



"Kendisine Allah'ın konuşması bir insan için olacak şey değildir; ancak, bir vahy ile ya da perde arkasından veya bir elçi gönderip kendi izniyle dilediğine vahyetmesi (durumu) başka. Gerçekten O, yüce olandır, hüküm ve hikmet sahibidir." (42/Şûrâ, 51)



Buna göre Allah (cc), kullarıyla bu üç yoldan biri aracılığıyla konuşmaktadır. Bu konuşmanın karşılıklı bir konuşma olmadığı açıktır. Bu konuşma, yukarıdan aşağıya doğru bir gelişme gösterir. Yani insan dilediği zaman Allah (cc) ile konuşamaz, ancak Allah (cc) bu üç yoldan biri ile insana bildirmek istediğini ulaştırır.



Kimileri bu üç yolun da peygamberlere âit olduğu, yani vahyin yalnızca peygamberlere geldiği görüşündedirler. Bazı bilginler ise Allah'ın, peygamberler dışında da insanlarla vahy yoluyla konuştuğunu, yani onlara bir şeyler bildirdiği, bunun en güzel örneğinin de 'ilham' olduğunu söylerler.