4. Yol Kesmenin Cezası

Yoldan geçenlerin önünü kesmek ve geçişi haksız olarak engellemek suretiyle yolcuları soymak, İslâm'da şiddetle cezalandırılmıştır. Allah Teâlâ şöyle buyurur: "Allah ve Resulune karşı savaşan ve yeryüzünde fesat çıkarmaya çalışanların cezası ancak; öldürülmeleri veya asılmaları yahut ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi ya da yeryüzünde başka bir yere sürgün edilmeleridir. Bu, dünyada onlar için bir zillettir. Ahirette ise onlar için büyük bir azap vardır" (el-Mâide, 5/33).



Bu ayette belirlenen cezalar suçun niteliğine ve şiddetine göre uygulanır. Yol kesenler yalnız soygun yapmışsa el ve ayakları çaprazlama kesilir, yalnız öldürme suçu işlemişlerse öldürülürler. Hem soygun, hem de öldürme birlikte işlenmişse;



Ebû Hanîfe (ö.150/767) ve İmam Züfer'e (ö.158/775) göre, İslâm devlet başkanı seçimlik hakka sahiptir. İsterse ibret olması için önce el ve ayaklarını çaprazlama keser, sonra öldürülür veya idam edilir. Dilerse kesme uygulanmaksızın yalnız öldürülür veya asılır.



Ebu Yûsuf (ö.182/798) ve Muhammed eş-Şeybânî'ye (ö.189/805) göre ise bu durumda yol kesen ya öldürülür veya asılır. Çaprazlama el ve ayak kesilmez. Çünkü burada asıl suç yol kesme olup, bir suça iki had birden uygulanmaz. Zaten öldürme cezası, daha hafif olan çaprazlama kesmeyi de kapsamına alır. Nitekim evli kimse hem hırsızlık hem de zina yapsa"recm" cezası ile yetinilir. Çünkü ağır olan bu ceza diğerini de kapsar (es-Serahsî, el-Mebsût, IX, 195; el-Kâsânî, a.g.e, VII, 93; İbnü'l-Hümâm, Fethu'l-Kadîr, IV, 270; ez-Zühaylî, el-Fıkhu'l-islâmî ve Edilletüh, 2. baskı, Dimaşk 1405/1985, VI, 127 vd.).



Yol kesip adam öldüren ve soygun yapan kimseye had cezasının uygulanacağı konusunda islâm âlimleri arasında görüş birliği vardır. Bu ceza, âdî katilden farklı olarak öldürülenin velisinin affetmesi veya soygunda alınan malın geri verilmesi ile düşmez.