Tekbir ve Türevleri

 



‘Tekbir’, ‘kebüra’ fiilinden gelen bir masdardır. ‘Kebüra’ fiili ve türevleri, nitelik, nicelik, durum ve makam yönünden bütün büyüklük pozisyonlarını anlatırlar.



‘Kebír’ büyük, ‘kebira’ büyük şey, büyük günah, ‘kibr’ büyüklük duygusu, ‘kiber’ yaşlılık, ‘ekber’ en büyük, ‘kibriya’ büyüklük, ululuk anlamlarına gelirler.



‘Tekbir’ sözlükte, yüceltmek, büyük tanımak, ululamak demektir.



‘Tekbir’ bu anlamda Kur’an’da söyle geçmektedir:



“Ve de ki: ‘Hamd (övgü), çocuk edinmeyen, mülkte ortağı olmayan ve düşkünlükten dolayı yardımcıya da (ihtiyacı) bulunmayan Allah’a aittir.’ Ve O’nu tekbir edebildikçe tekbir et (büyük tanı).” (İsra: 17/111)



Şüphesiz âlemlerin Rabbi Allah (cc) her şeyden yücedir ve büyüktür. ‘Kibriya’ yani her türlü yücelik ve büyüklük O’nun Rabliğinin gereğidir. Mü’minler, iman ederek bu büyüklüğü tasdik ederler. Onlar Allah’ın büyüklüğü (kibriyası) karşısında istikbar etmezler-büyüklük taslamazlar, kibir göstermezler.



Mü’minler, Allah’ın kendilerine hidayet vermesinden dolayı Allah’ı ‘tekbir’ ederler, ‘Sen en büyüksün’ derler. Büyüklük (kibriya) kelimesi neyi ifade ediyorsa, büyüklükten ne kasdediliyorsa hepsinin Allah’a ait olduğunu ilan ederler.



 Işte ‘tekbir’, Allah’ın her şeyden üstün, ulu, azamet sahibi ve büyük olduğunu söylemenin adıdır. [35]