2. Siyaseten Öldürme İle Ta'zîr:

Hanefî ve Mâlikîlere göre, İslâm devleti suçlarda tekrarı, suç işlemeyi alışkanlık haline getirmek veya eşcinsellik gibi bazı suçları işleyenlere ölüm cezası verebilir. Buna "siyaseten katl" denir. Bunun için hâkim kararı gerekir. Meselâ; Allah'a, meleklerden veya peygamberlerden birisine söven kimse Müslüman ise öldürülür. Bu konu da şu ayete dayanan bir görüş birliği vardır: "Şüphesiz Allah'a karşı gelen ve Resulune eziyet edenleri Allah, dünyada da ahirette de lânetlemiş ve onlar için hor ve hakir yapan bir azap hazırlamıştır” (el-Ahzâb, 33/57)



Kısaca, yaptığı kötülükler, öldürmedikçe önlenemeyecek kimse siyaseten öldürülür. Hırsızlığı alışkanlık haline getiren kimse ile başkalarına bozuk inançlarını telkine çalışan zındık gibi. İslâm âlimlerinin çoğuna göre sihir yapanın hükmü de böyledir (İbn Âbidîn, Reddü'l-Muhtâr, III, 196; ez-Zühaylî, a.g.e., VI, 200).



Mâlikî ve Hanbelîlere göre, Müslümanlar aleyhine, düşman adına casusluk yapan Müslüman casus öldürülür. Ebû Hanife ve İmam Şafiî aksi görüştedir. Diğer yandan Şâfiîlerden bir toplulukla, Ahmed b. Hanbel kitap ve sünnete aykırı olan bid'atlara çağıran kimsenin öldürülmesini caiz görürler (İbn Teymiyye, es-Siyâsetü'ş-,Şer'iyye, s. 114, el-Hisbe, s. 48; eş-Şîrâzî, el-Mühezzeb, II, 242).



Düşman harbî casusun öldürülebileceği konusunda ise görüş birliği vardır.