Tuğyan Masdarının Kökü

'Tâğut', 'tağâ' fiilinden türemiş bir cins isimdir.



'Tâğut'u iyi anlayabilmek için, bu kelimenin türemiş olduğu 'tağâ' fiilini ve bu fiilin masdarı olan 'tuğyân'ı biraz açıklamak gerekir.



'Tağâ'; sınırı aşmak, isyanda ve çıkışta fazla ileri gitmek, azmak, çok azgınlık göstermek, (su) taşmak anlamlarına gelir.



Bu fiilin masdarı 'tuğyan'dır. 'Tuğyan', her türlü sınırı aşmayı, azmayı, isyanda fazla ileri gitmeyi, kendini yeterli görmeyi (istiğnâ'yı) ifade eder.



'Tâğut' kelime anlamıyla tuğyan eden demektir. Çoğulu 'tavâğît' olarak gelmektedir.



'Tâğut', tuğyanı yaşayan ve yaşatan kişi ve kuvvetleridir.



'Tuğyan'; isyan ve günahta sınır tanımayacak, ölçüde ileri gitmektir. Tarihte azmış, isyanda ileri gitmiş ve yoldan çıkmış birçok azgın kişi ve topluluk hakkında bu kelime ve bunun türevleri kullanılmaktadır.



Esasen insanın yaratılışında 'tuğyan' ahlâkı vardır. Bunun sebebi insanın kendini 'müstağnî' (çok zengin, yeterli ve güçlü) görmesidir (96/Alak, 6-7; 92/Leyl, 7-13). Bazı kimseler ve topluluklar kendilerini hiç kimseye, hatta bir Yaratıcıya bile muhtaç olmayacak konumda görürler. Kendilerinde her istediğini yapacak bir güç ve bilgi var diye vehmederler. Bundan dolayı Allah'ı unuturlar ve İlâhî yasaları dinlemezler, azgınlık yaparlar. Böyleleri tuğyanla birlikte istediğini yapmaya yeltenir, hak-hukuk ve sınır tanımamaya başlar. (A. Ünal, K. Temel Kavramlar, 355-356)