Mürtedliğe Yol Açan Sebepler:

Mürtedlerin İslâm’dan dönmelerinin birkaç sebebi olablir:



1- İslâm’ı ve onun hükümlerini beğenmemek,



2- İslâm’ı çıkarlarına ve zevklerine engel görmek,



3- Dünyalık bir makam elde etme ihtirası,



4- İman zayıflığı veya İslâm’ı yeterince tanımama,



5- Gayri müslimlere özenme, onların zevk içinde yaşamalarına imrenme ve onları bazı konularda üstün ve ileri kabul etme anlayışı ve diğer sebepler.



Bir Müslümanı Mürted Yapan Tavırlar:



Bir müslümanın İslâm’dan çıkmasına sebep olacak bazı durumları şöylece özetleyebiliriz.



Müslüman olduğu halde, Allah’a şirk koşmak; Allah’ın dışında bir kimseye, bir otoriteye, putlara tapınmak, Allah’tan istenecek yardımı ölülerden veya mezarlardan istemek, birtakım örgütleri veya devletleri Allah gibi düşünmek, kişiyi İslâm’dan çıkarır, mürted yapar.



İslâm’ın küfr veya kâfirlik dediği şeyler konusunda şüphe etmek; İslâm da bellidir, onun dışındaki bâtıl yollar da bellidir. Küfür olan konularla ilgili olarak “acaba onlar da doğru olabilir mi?” düşüncesi İslâm inancına aykırıdır. Onlar doğru olsaydı, İslâm’ın Hz. Muhammed ve Kur’an’la gönderilmesine ne lüzum vardı? Bütün bâtıl dinler, bütün İslâm dışı ideolojiler, insanlar adına nisbet edilen hayat sistemleri İslâm tarafından reddedilmektedir (Komünizm, Hinduizm, Hırıstiyanlık, demokrasi, Marksizim, laisizm, Kemalizm ve diğerleri).



Peygamberimiz’in bize bildirdiği bazı şeyleri beğenmemek, onlara karşı yüzü buruşturmak, râzı olmamak (47/Muhammed, 9).



Müslümanlara karşı kâfirlerle işbirliği yapmak, onlara yardım etmek (9/Tevbe, 65-66).



İslâm’ın ilkelerine, şeriata karşı gelmek, onlarla alay etmek, onların yerine başka otoritelerin veya kişilerin görüşlerini daha iyi, güzel veya çağdaş bulmak.



Kesin deliller ile, ümmetin icmâsı ile sâbit olmuş, dinden sayılan hükümlere karşı gelmek, onları kabul etmemek.



Bunlar veya bunlara benzer davranışlar ve sözler bir müslümanı dinden çıkarabilir, mürted yapabilir. Bunlar  birer  hükümdür  ve  müslümanları  din  konusunda  dikkatli  olmaya  teşviktir  ve  onları tehlikeden sakındırmaktır. Kişi ya inanır, ya inanmaz. Ama tutarlı olması gerekir; inandığı dinin gösterdiği gibi inanması ve yaşaması lâzımdır. İslâm, Allah’ın dinidir ve ona nasıl inanılması gerektiği ortaya konulmuştur. O, insanların görüşü değildir ki, dileyen dilediği gibi kullansın.