Iclin/Buzağının Putlaştırılması:
Kuran, İsrâiloğullarının ıcle/buzağıya, daha doğrusu buzağı/dana şeklinde temsil edilen heykele taptıkları bir zamanın olduğunu bildirir. Buzağıya tapınma, eski dünyada geniş bir alana yayılmıştı. Hindistanda İndra, Mısırda Ammon, Sümerlerde ve Filistinde Baal ismi verilen tanrı heykelleri boğa şeklindeydi. Babilin ay tanrısı Sin güçlü Enlîl buzağısı, Urun ay tanrısı, Nannar ise göğün güçlü genç boğası, Enlîlin en üstün oğlu diye nitelenirdi. Yunanistanda Zeus da boğa şeklinde temsil edilmiştir. Kısaca, tanrıyı boğa şeklinde temsil etmek, Hindistan, İran, Sümer, Babil, Filistin, Fenike, Mısır ve dünyanın birçok yerinde görülür.
Allah, İsrâiloğullarını Hz. Mûsâ vasıtasıyla tevhide eriştirdiği halde, onlar civarın/çevrenin tesiriyle putçuluğa özenip meyletmişlerdi.
İsrîloğullarını denizden geçirdik, orada kendilerine mahsus birtakım putlara tapan bir kavme rastladılar. Bunun üzerine: Ey Mûsâ! Onlara ait tanrılar gibi bizim için de bir tanrı yap! dediler. Mûsâ, Gerçekten siz câhil bir toplumsunuz dedi. Şüphesiz bunların (Amalika kavminin) içinde bulundukları (din) yıkılmıştır ve yapmakta oldukları da bâtıldır. Mûsâ dedi ki: Allah sizi âlemlere üstün kılmışken ben size Allahtan başka bir tanrı mı arayayım? (Arâf: 7/138).
İsrâiloğulları, bu âyette belirtildiği gibi Firavunun zulmünden apaçık bir mûcize ile kurtulup denizi geçtikten sonra, buzağıya tapan Amalika kavmine rastladılar, kendi peygamberlerinden, onların tanrıları gibi, buzağı şeklinde bir tanrı yapmasını istediler. Hz. Mûsâ onların teklifini reddetti ve onları cehâletle suçladı.
Henüz Hz. Mûsâ aralarında iken, altın buzağı heykeli yaparak ona tapmaya başlayıp tevhidden dönmüşlerdi.
(Tûra giden) Mûsânın arkasından kavmi, zînet takımlarından, böğürmesi olan bir buzağı heykelini (yapıp tanrı) edindiler. Görmediler mi ki o, onlarla ne konuşuyor, ne de onlara yol gösteriyor? Onu (tanrı olarak) benimsediler ve zâlimler oldular. (Arâf: 7/148)[76]
Hz. Mûsânın Tûrda Rabbi ile mülâkatı esnasında İsrâiloğullarından Sâmirî adında bir sanatkâr, zînet takımlarını toplayarak bir buzağı heykeli yaptı ve sizin de Mûsânın da tanrısı budur. Fakat Mûsâ tanrısını unuttu dedi. Sâmirî, buzağıyı öyle bir ustalıkla yapmıştı ki, İbn Abbasın rivâyetine göre, heykelin arkasından giren rüzgâr, ağzından ses çıkarıyor; rüzgâr estikçe böğürmeye benzer bir ses duyuluyordu.
Buzağıyı (tanrı) edinenlere, mutlaka Rablerinden bir gazap ve dünya hayatında bir alçaklık erişecektir. İşte Biz iftiracıları böyle cezalandırırız. (Arâf: 7/152)
Şimdiki muharref Tevrat, buzağıyı yapmayı Hz. Hâruna nisbet eder.[76] Kuran, bu işin doğrusunu söyleyerek bu peygamber hakkındaki iftirayı düzeltir. Allahın emriyle Hz. Mûsânın İsrâiloğullarından bir sığır (buzağı, boğa vs.ye şâmildir) boğazlamalarını istemesi üzerine, onların gösterdiği mukavemet meşhurdur.[76] Bu emir, şu hikmete mebnî olmalıdır: Allah Hz. Mûsâ ümmetini çevrenin şirkinden temizlemek istiyordu. Fakat, her şeye rağmen, yahûdilerin bundan kurtulamadıklarını, Kuran belîğ bir şekilde ifade eder:
Küfürleri yüzünden buzağı (sevgisi) kalplerine sindirildi. (Bakara: 2/93).
Apaçık âyetlerden, delillerden sonra, onların buzağıyı benimsemelerini takbih eder, kınar:
Eh-i Kitap senden, kendilerine gökten bir Kitap indirmeni istiyor. Onlar Mûsâdan, bunun daha büyüğünü istemişler: Bize Allahı apaçık göster demişlerdi. Zulümleri sebebiyle hemen onları yıldırım çarptı. Bilâhare kendilerine açık deliller geldikten sonra buzağıyı (tanrı) edindiler. Sonra da onları affettik. Ve Mûsâya apaçık delil (ve yetki) verdik. (Nisâ: 4/153)
İsrâiloğullarının, zaman zaman buzağıya tapınmaya döndüklerini, Kitab-ı Mukaddeste de görüyoruz. Peygamber Hoşea, buzağıya tapan yahûdilerle mücadele eder.[76] Sâmiriye bölgesinde 7. İsrâil kralı Ahab (M.Ö. 874-853) devrine ait bir kitâbe üzerinde, tanrı adı için çok mânidar bir isim bulunmuştur: Egelyo (Boğa); yani yahûdilerin tanrısı Yahova, bir boğadır. Kuranın buzağıyı yapma işini Sâmirîye nisbet etmesiyle egel (icl) kelimesine, bu münasebetle dikkat çekmek gerekiyor. Yahovanın bir boğa şeklinde temsil edilmesine de çok rastlandığı belirtilir.
Kuran, bu sapmadaki manasızlığa ve mantıksızlığa temas etmektedir:
...O buzağının kendilerine söz söylemediğini ve yol da göstermediğini görmediler mi? Onu tanrı olarak benimseyip kendilerine yazık ettiler. (Arâf: 7/148).
Bir başka yerde, bu tanrının fayda da zarar da vermediği[76] bildirilir. Hz. Mûsânın dilinden şöyle denilir: Durup üzerinde titrediğin tanrına bak! Onu yakacağız, sonra da onu parça parça edip denize atacağız. Sizin tanrınız ancak kendisinden başka tanrı olmayan Allahtır; ilmi her şeyi kuşatmıştır. (Tâhâ: 20/97-98)[76]
Deylemînin Müsnedinde Hz. Peygamberin şöyle buyurduğu rivâyet edilir:
Her ümmetin bir ıcli vardır; bu ümmetin ıcli de dînâr ve dirhemdir (küçük ve büyük paradır).[76]
Allah, İsrâiloğullarını Hz. Mûsâ vasıtasıyla tevhide eriştirdiği halde, onlar civarın/çevrenin tesiriyle putçuluğa özenip meyletmişlerdi.
İsrîloğullarını denizden geçirdik, orada kendilerine mahsus birtakım putlara tapan bir kavme rastladılar. Bunun üzerine: Ey Mûsâ! Onlara ait tanrılar gibi bizim için de bir tanrı yap! dediler. Mûsâ, Gerçekten siz câhil bir toplumsunuz dedi. Şüphesiz bunların (Amalika kavminin) içinde bulundukları (din) yıkılmıştır ve yapmakta oldukları da bâtıldır. Mûsâ dedi ki: Allah sizi âlemlere üstün kılmışken ben size Allahtan başka bir tanrı mı arayayım? (Arâf: 7/138).
İsrâiloğulları, bu âyette belirtildiği gibi Firavunun zulmünden apaçık bir mûcize ile kurtulup denizi geçtikten sonra, buzağıya tapan Amalika kavmine rastladılar, kendi peygamberlerinden, onların tanrıları gibi, buzağı şeklinde bir tanrı yapmasını istediler. Hz. Mûsâ onların teklifini reddetti ve onları cehâletle suçladı.
Henüz Hz. Mûsâ aralarında iken, altın buzağı heykeli yaparak ona tapmaya başlayıp tevhidden dönmüşlerdi.
(Tûra giden) Mûsânın arkasından kavmi, zînet takımlarından, böğürmesi olan bir buzağı heykelini (yapıp tanrı) edindiler. Görmediler mi ki o, onlarla ne konuşuyor, ne de onlara yol gösteriyor? Onu (tanrı olarak) benimsediler ve zâlimler oldular. (Arâf: 7/148)[76]
Hz. Mûsânın Tûrda Rabbi ile mülâkatı esnasında İsrâiloğullarından Sâmirî adında bir sanatkâr, zînet takımlarını toplayarak bir buzağı heykeli yaptı ve sizin de Mûsânın da tanrısı budur. Fakat Mûsâ tanrısını unuttu dedi. Sâmirî, buzağıyı öyle bir ustalıkla yapmıştı ki, İbn Abbasın rivâyetine göre, heykelin arkasından giren rüzgâr, ağzından ses çıkarıyor; rüzgâr estikçe böğürmeye benzer bir ses duyuluyordu.
Buzağıyı (tanrı) edinenlere, mutlaka Rablerinden bir gazap ve dünya hayatında bir alçaklık erişecektir. İşte Biz iftiracıları böyle cezalandırırız. (Arâf: 7/152)
Şimdiki muharref Tevrat, buzağıyı yapmayı Hz. Hâruna nisbet eder.[76] Kuran, bu işin doğrusunu söyleyerek bu peygamber hakkındaki iftirayı düzeltir. Allahın emriyle Hz. Mûsânın İsrâiloğullarından bir sığır (buzağı, boğa vs.ye şâmildir) boğazlamalarını istemesi üzerine, onların gösterdiği mukavemet meşhurdur.[76] Bu emir, şu hikmete mebnî olmalıdır: Allah Hz. Mûsâ ümmetini çevrenin şirkinden temizlemek istiyordu. Fakat, her şeye rağmen, yahûdilerin bundan kurtulamadıklarını, Kuran belîğ bir şekilde ifade eder:
Küfürleri yüzünden buzağı (sevgisi) kalplerine sindirildi. (Bakara: 2/93).
Apaçık âyetlerden, delillerden sonra, onların buzağıyı benimsemelerini takbih eder, kınar:
Eh-i Kitap senden, kendilerine gökten bir Kitap indirmeni istiyor. Onlar Mûsâdan, bunun daha büyüğünü istemişler: Bize Allahı apaçık göster demişlerdi. Zulümleri sebebiyle hemen onları yıldırım çarptı. Bilâhare kendilerine açık deliller geldikten sonra buzağıyı (tanrı) edindiler. Sonra da onları affettik. Ve Mûsâya apaçık delil (ve yetki) verdik. (Nisâ: 4/153)
İsrâiloğullarının, zaman zaman buzağıya tapınmaya döndüklerini, Kitab-ı Mukaddeste de görüyoruz. Peygamber Hoşea, buzağıya tapan yahûdilerle mücadele eder.[76] Sâmiriye bölgesinde 7. İsrâil kralı Ahab (M.Ö. 874-853) devrine ait bir kitâbe üzerinde, tanrı adı için çok mânidar bir isim bulunmuştur: Egelyo (Boğa); yani yahûdilerin tanrısı Yahova, bir boğadır. Kuranın buzağıyı yapma işini Sâmirîye nisbet etmesiyle egel (icl) kelimesine, bu münasebetle dikkat çekmek gerekiyor. Yahovanın bir boğa şeklinde temsil edilmesine de çok rastlandığı belirtilir.
Kuran, bu sapmadaki manasızlığa ve mantıksızlığa temas etmektedir:
...O buzağının kendilerine söz söylemediğini ve yol da göstermediğini görmediler mi? Onu tanrı olarak benimseyip kendilerine yazık ettiler. (Arâf: 7/148).
Bir başka yerde, bu tanrının fayda da zarar da vermediği[76] bildirilir. Hz. Mûsânın dilinden şöyle denilir: Durup üzerinde titrediğin tanrına bak! Onu yakacağız, sonra da onu parça parça edip denize atacağız. Sizin tanrınız ancak kendisinden başka tanrı olmayan Allahtır; ilmi her şeyi kuşatmıştır. (Tâhâ: 20/97-98)[76]
Deylemînin Müsnedinde Hz. Peygamberin şöyle buyurduğu rivâyet edilir:
Her ümmetin bir ıcli vardır; bu ümmetin ıcli de dînâr ve dirhemdir (küçük ve büyük paradır).[76]
B harfi
- BÂB-I FETVÂ
- Bağy'ín Sonuçları:
- Basír Kelimesinin Anlamı:
- BAYGINLIK, BAYILMAK
- BEY' Bİ'L-VEFA
- BEY'AT (BİAT-SADÂKAT YEMİNİ)
- BİRLİK BERABERLİK
- Boğa:
- BRAHMANİZM
- Hadis-i Şeriflerde Belâ-İmtihan
- İSLAM'DA BİLGİ KAYNAKLARI
- Kaplumbağa:
- Kur'an'da Besmele:
- Muhârib (Eşkiya)
- BAĞİ-BAĞY
- Basiretin Boyutları:
- BAYKUŞ
- BELVÂ-İ ÂMME
- Besmelenin Anlam Derinlikleri:
- BEYAN
- Biat Nedir?
- BİRR-EBRAR
- BUDİZM, BUDDİZM
- Eski Türkler'de Hayvanlarla İlgili İnançlar
- Fıkıh Terimi Olarak Bağy:
- İslam'a Göre Bilgi
- Muharib (Eşkiya) Hırsızdan Farklıdır:
- Öküz:
- Peygamberlerin Denenmesi
- Apis Öküzü: