Atalarının Dinine Uymaları

Refah içinde şımaran bu kişilerin en çok kullandıkları misal(Allah’a karşı hak olmaksızın getirdikleri izah)lerden biri de, elçinin onları babalarının dininden koparmak istediğini söylemeleridir:



Onlara, apaçık olan ayetlerimiz okunduğunda: "Bu sizi babalarınızın taptıkların (ilahlar)dan alıkoymak isteyen bir adamdan başkası değildir." dediler... (Sebe Suresi, 43)



Enaniyetli önde gelenlerin ağızlarından düşmeyen bir söylem de "atalarının dini"dir. Elbette bu da enaniyetlerinin sonucu olarak ortaya çıkan bir kavramdır. Kendi babalarının, atalarının üzerinde bulundukları yolun doğruluğundan son derece emindirler. Soyunu, geleneklerini, kültür mirasını üstün görme ve kendilerinden daha üst bir aklın varlığını kabul edememe, en büyük hastalıklarıdır:



İşte böyle, senden önce de (herhangi) bir memlekete bir elçi göndermiş olmayalım, mutlaka onun 'refah içinde şımarıp azan önde gelenleri’ (şöyle) demişlerdir: 'Gerçekten biz, atalarımızı bir ümmet (din) üzerinde bulduk ve doğrusu biz, onların izlerine (eserlerine) uymuş kimseleriz." (O peygamberlerden her biri de şöyle) Demiştir: "Ben size atalarınızı üstünde bulduğunuz şeyden daha doğru olanını getirmiş olsam da mı? Onlar da demişlerdi ki: "Doğrusu biz, kendisiyle gönderildiğiniz şeye karşı kafir olanlarız." (Zuhruf Suresi, 23-24) [102]