RIFK

Yumuşaklık, mülayimlik, yumuşak başlılık, naziklik ve yumuşak huyluluk. Zıttı şiddet, kabalık ve sertliktir.



Allah refiktir. Kullarına karşı lütufkârdır. Kullarının da birbirlerine karşı yumuşak ve, nazik davranmalarını, kabalık ve sertlikten kaçınmalarını, hoşgörü ile hareket etmelerini ister.



Rıfk ile muamele insanları dostluğa ve kardeşliğe götürür. Aralarındaki düşmanlıklar böylece son bulur. Kötülükler bile iyilikle karşılanmalıdır. Allah Teâla "İyilikle kötülük eşit değildir. Sen kötülüğü en güzel olan iyi hareketle önle. O vakit bakarsın ki, seninle aralarında bir düşmanlık bulunan yakın bir dost gibi olmuştur" buyurmaktadır (Fussilet, 41/34).



Rıfk, ahlâkî bir fâzilettir. Peygamberimiz (s.a.s) israrla bu fazilete sahib olmamızı istemiş ve her konuda yumuşak ve nazik davranmamız gerektiğini hatırlatmıştır:



"Yumuşaklıktan mahrum olan hayırdan mahrum olur" (Müslim, Birr ve Sıla, 74, 76);



"Muhakkak Allah, her hususta yumuşaklıkla muamele edilmesini sever" (Buhari, Edeb, 35).



"Şüphesiz Allah refıktir. Rıfkı (yumuşak huyluluğu) sever" (Müslim, Birr ve Sıla, 77).



Hz. Âişe, bir deveye binmiş ve ağır hareketinden dolayı onu öteye beriye sürmeye başlamıştı. Bunun üzerine Rasûlüllah (s.a.s), Hz. Âişe'ye hitaben şöyle buyurdu: "Yumuşak muamele etmekten ayrılma. Yumuşak huyluluk herhangi bir şeyde bulunursa, onu, muhakkak ziynetlendirip güzelleştirir. Sökülüp koparıldığı herhangi bir şeyi de muhakkak çirkinleştirip kötüleştirir" (Müslim, Birr ve Sıla, 78-79).



Yukarıdaki âyet ve hadisler bize, sadece insanlara karşı değil hayvanlara karşı bile yumuşak davranmamız gerektiğini hatırlatmaktadır. Ayrıca Cenab-ı Hakk'ın kötülüklerin dahi iyilik ve yumuşaklıkla karşılanması hususundaki emrinin taşıdığı hikmete dikkat edilmelidir. Nice sert ve katı yürekli insan, ancak kendisine rıfk ve şefkatle yaklaşıldığı zaman yumuşamakta, sevgi ve dostluk hisleri ancak bu şekilde uyanabilmektedir. Aksine davranışlar daima sertlikle, katılıkla, acımasızlıkla mukabele görmekte; dolayısıyla kırgınlıklar, dargınlıklar hattâ düşmanlıklar ortaya çıkmaktadır.



Hz. Peygamber'in yumuşaklıkta güzellik; katılıkta çirkinlik görmesi çok manidardır. Siyer ve hadis kitapları tetkik edilince, Rasûlüllah'ın bütün hayatı boyunca çevresindeki insanlara, hattâ hayvanlara karşı yumuşak ve merhametli davrandığı görülür. Onun söz ve hareketlerinde sertlikten eser yoktur. Böyle davrandığı içindir ki katı kalpli birçok kişi, huzurunda yumuşamış ve müslüman olmuştur. Rasûlüllah'ın bu tutumunun İslâm'ın yayılmasındaki etkisi unutulmamalıdır. Bunun böyle olması da tabiidir. Zira Hak Teâlâ, rıfk ile muamelenin "düşmanları dost yapacağını" bize haber vermiştir. Şu halde her müslüman bu ilâhî emre uyarak kabalık ve sertlikten uzaklaşmalı ve çevresinde bulunan herkese karşı rıfk ve merhametle muameleyi prensip edinmelidir. Yalnız rıfk ile meskenet arasındaki farka dikkat etmek de müslümanın görevidir.



Şâmil İA