REMİL

Bir takım çizgi ve noktalarla gaybe dair haberler verme sanatı. Kelime olarak remil, kum demektir. Bu adı, eskiden kağıt bulunmadığı için bu şekillerin kum üzerine çizilmesinden almıştır. Remil işlemini yapan kimseye "remmâl" denir. İslâm'dan önce Araplar arasında çok yaygın olan remil, bir fal bakma çeşididir. İslâm'dan sonra hurafevi ve aslı olmayan, insanları kandırmaya yönelik bütün şeyler tamamıyla yasaklanmıştır. Fakat daha sonraki dönemlerde bu gibi şeyler tekrar ortaya çıkmış ve fal çeşitleri arasında kullanılmaya devam etmiştir. Remil ilmi, İdris (a.s)'a (Taşköprü-Zâde, Mıftahu's-Saade, Beyrut 1985, I, 336) ve Danyal (a.s)'a nisbet edilmektedir (Ali et-Tahanevî, Keşşafı İstilahatil-Funün, İstanbul 1984, I, 578). Taşköprü-Zâde, bu konuda bir hadis naklederek, remil'in İdris (a.s)'ın mucizelerinden olduğunu; ancak, mucizelerin peygamberlere mahsus olması sebebiyle başka bir kimse tarafından uygulanarak bilgi elde etmenin mümkün olmadığını söylemektedir (Taşköprü-Zâde, a.g.e., aynı yer). Zira, geleceği Allah Teâlâ'dan başkasının bilmesi mümkün değildir. Böyle bir şeye inanmak da sapıklıktır.



Remil'in esası noktalar ve on altı şekilden oluşur. Her iki nokta bir hat kabul edilir ve bunların burçlarla bağlantılı olduğuna inanılır. Çizilen bu şekillerin anasır-ı erbaa (toprak, su, hava, ateş) ve burçlarla olan nisbetleri hesap edilerek incelenir ve sonuçlar çıkarılırdı. Remmaller bu işi kendilerine bir geçim aracı edinmişlerdi. XVI. yy. Divan şairlerinden biri olan Zâtî, geçimini Bayezıt camii avlusunda remmallık yaparak temin ederdi.



Ömer TELLİOĞLU