Müsbet Ve Menfi Kutublar

Bağlılık ve hüriyet çizgilerine çok yakın psikolojik iki çizgi daha. Fakat birbirinin aynısı değil bunlar da. Bağlılık bazan otomatik (menfi) olur. Bazanda bir proje ve planınneticesi olarak müsbet olabilir. Hürriyette her ne kadar müsbet niteliği ağır bassa da dış görüntülerin her türlü bağından kurtulmak şeklinde tezahür edebilir, Arzuların ötesindeki otomatik insiyakları tatmin için bu tarzda belirdiği de vakidir.



Her iki çizgi de böylece birbiri içine giriyor ki birini diğerinden ayırd etmek için fazla çaba sarfetmek gerikir.



Akla en yakın gelen menfiliğin bedenden, müsbetliğin de ruhtan neşet etmesidir.



Allah’ın dilemesi dışında toprak yığını otomatikmanmaddi kanunlara boyun eğer. Onu değiştirme gücüne sahib olamadığı gibi böyle bir düşünceye bile yenetekli değildir. Ruhi nefha ise müsbet kutbu teşkil eder. Çünkü o, yoktan vareden Mübdi ve irade sahibi gücün, yaratıcı gücü meydana getirme, hürriyetini elde etme, dilediğini seçme, istediği yöne yönelme ve istediği faaliyet yapma gücünü verir... Tabii bu da Allah’ın kendisine ihsan ettiği nisbette...



Bununla beraber insan mekanizmasında hiç bir şey ilk andaki gibi kalmış değildir. Bir karışım ve oluşum geçirmemiş ve olduğu gibi ham kalmış hiç bir insan yapısı mevcud değildir.



Bir psikolojik çizgi dış görünüşüyle şuradan veya buradan doğuyor... Ama hiç karışmadan diğerleriyle birleşmeden aynı çizgide adım attığı varid olmuyor. Çünkü gerçekte ne şurada ne de burada saf olduğu gibi kalan hiç bir şey yoktur. Çünkü her şey  ya şuradan ya buradan bir birleşme ve oluşma ile meydana geliyor. 



“İslam eğitiminin metodu” adlı eserimde bu konuda şöyle demiştim:



“Biz şurada sadece terbiyevi bir konuyla uğraşmış olsak ve biyolojik ya da pskilojik bir arştırmaya girişmesek hilkatın gösterdiği şu hayretengizlik karşısında uzun uzadıya durur kalırdık. Şöyleki cenin dediğimiz varlığın kadın ve erkek yumurtacıklarının teşkil ettiği iki hücrenin birleşmesinden meydana gelmektedir. Bu ikisinin de kendisine has özel bir metodu vardır birleşimde. Ve biri diğerine uymaz. Yumurtacık yumurtalıktan çıkıp rahme doğru giderken akıntının yönün doğru gider. Kadın spermaları rahmin derinliğinden dış cidarlara doğru gelip yumurtacıkla birleşerek ilkahı sağlamak için akıntının tersine bir seyir takip eder. Sperma hücrelerinin tabiatında vazifesini yapıbilmek için akıntının tersine doğru gidecek direnme ve itme gücü vardır. işte cenin bu iki güç kaynağının birleşmesinden çıkar ortaya. Aynı zamanda veaynı anda müsbet ile menfi kutubların birlikte faaliyet yapmasının hülasasıdır.



Gerçekten son derece hayretengiz gerçekler vardır yaratılışta...Yarattıklarını en iyi bilen Allah olmakla beraber o lütüf ve kerem sahibi bulunmakla birlikte bu iki psikolojik ve birbirine zıt kabiliyetin menşei bu çift kutuplukta olsa gerek vehmini veriyor insana...”



Gerçekten de dikkatları üzerine çeken bir hakikattır bu...



Müsbet ve menfii kutublu olmanın beden ve ruh ikiliğinden ortaya çıkmış olmakla sperma ile yumurtacıkların yapısının da bu gerçeği desteklemiş olması ve bunlarında aslında ruhla beden sentezini taşıdığını kabul etmek ve bu ameliyenin haddi zatında biravuç toprakla bir nefhalık ruhtan meydanagelmiş olan insanın taşıdığı gerçeklerin yankısından ibaret oldugu kabul etmekte bir beis yoktur. İnsan sadece spermalarla yumurtacıkların birleşmesinden meydana gelmez... Bilakis her iki cins ve erkeklik ve dişilik organları taşır. Erkeklik ve dişilik tabiatına sahiptir. Her ne kadar cinslerden birisi sesini yükseltip diğerini bastırırsa da diğer tabiat cenin şeklinde gizli olarak kalır gider... Aslında bütün bunlar yartılış gerçeğine işaret etmektedirler.



Yarattığını en iyi bilen şüphesiz Allah’tır...



Bu konuda kesin bir şey isöyleyecek durumda değiliz... Biz sadece dışa vuran noktalara temas ediyoruz, beşerin mahdut idrak kabiliyetini dile getiriyoruz.”



Müsbet ve menfi kutuba sahip olmak ta fikri iki kabiliyettir. Her birisi hayat içinde önemli rol oynar.



Biz burada umumiyetle normal bir psikolojiden söz ediyoruz. Anormal psikolojiye sahip olanlardan söz etmiyoruz, çünkü onları ayrı bir bölümde inceleyeceğiz.



Beşer ruhunda yer eden bütün psiklojik çizgiler ve diğer noktalar... Normal olabileceği gibi anormal olacak kabiliyettedir de. Bu bile insan tabiatındaki zıt çifte değerliliğin bir tezahürüdür. Fakat biz bu psikolojik çizgilerden her birisinin yaptığı şeylerden bahsettiğimiz zaman sadece normal hallerden bahsetmiş oluyoruz. çünkü nizam için esas olan normal hallerdir. Yoksa anormal halleri kendimiz için esas, çıkış noktası olarak almıyoruz.



İşte bu esastan hareket ederek diyoruz ki; menfi kutub ta tıpkı müsbet kutub gibi beşer hayatında üzerine düşen vazifeyi ifa etmektedir.



İtaat anlamına gelen menfilik çocuk hayatı için bir zarurettir. Çünkü çocuk bununla büyükleri taklid eder. Ve bu olmadan da diğer değerler teşekkül etmez. Aksi tekdirde çocuk ta bir hayvan yavrusu gibi gilişir ve egoist olur. Kendisinden başkasını ne düşünür ne de manevi bir duyguya sahib olur.



Yine psikolojik anlamda itaat manasına kulanmak kaydıyla menfiilik bülug çağına ermiş bir insan yaşayışı içinde gereklidir. Kendisine has düzeni, nizamı ve initizamı buluanan, değişmez kaideleri ve köklü dayanakları mevcud olan cemiyet içindeki yaşayışa ayak uydurmak için zarurettir’ Aksi takdirde ne kanun ve kaidelere ayak uydurabilir, ne de cemiyetin gidişatına anarşinin ve krizin kaynığı olur. O zaman toplumun varacağı akibet kökten yok olmaktır.



Yin kabul edip teslim olmayı sevmek anlamına bir menfilik hem çocuk hayatı hem de erginlerin hayatı için başkalarını kendisine bağlamak bakımından ve kendisinin de başkalarını sevmesi yönünden zaruridir. Kendisi ile diğerleriarasında zaruri bağların kurulabilmesi için gereklidir. zaten bu bağlar olmadan hayat ta olmaz.



İrade, atılım, faaliyet, ibda ortaya çıkarma ve yönelme anlamındaki müsbetlik ise daha önce söylediğimiz gibi hürriyetin insan hayatındaki fonkiyonuna benzer bir fonksiyon icra dere. Sadce aralarında yöneliş ve konu bakımından ayrılıklar vardır.



Müsbet kutbun ifa ettiği ilk önemli vazife menfilikle bir denge kurmasıdır. Böylece insan aşırı menfiliğe saparak zayıf ve özürlü duruma düşüp şahsiyetini yitirmekten kurtulur.



İkinci vazifesi ise gerek insan psikolojisindeki gerekse cemiyet içindeki kötülüklere engel olmaktır. İnsan her şeyi menfi olarak ele alsaydı kötülükler ve hastalıklar yaygınlaşır ve hiç kimse onları yok etmeye veya karşı koymaya güç yetiremezdi. O zaman da bütün nefisler zulme ve fesada boyun eğer ve netice felaket veya mahv olmakla sonuçlanırdı.



İfa ettiği üçüncü görev ise insanlığı ilerleten ve geliştiren yeni yeni nizamlar çıkarması ve yığınların alıştıkları veya yanlış olarak iktisab ettikleri şeylere karşı çıkıp onların bir bozukluk kaynağı haline dönüşmesini önlemesidir.



Gerek ferd için, gerekse cemiyet için veya bütün hayati olaylar için olsun bu hususların hepsi de can kaynağı durumundadır...



Müsbet ve menfilik çizgisi iki yönden de bağlılık ve hürriyet çizgisiyle birleşir. Aralarında bir takım ayrılıklar var ise de bu farklı kapasiteden ileri gelmektedir.



Bağlılık daha önce de söylediğimiz gibi plan ve proje yönünden negatif olabilir.



Hürriyet te bazan arzuların saikiyle menfi olabileceği gibi, iradeli olarak müsbet te olabilir.



Bağlılık muayyen ve belirli bir hareket tarzı konusundaki arzu şeklinde ortaya çıkar. Halbuki menfilik (negatiflik) varlığını insan psikolojisine zorla kabul ettiren dış ve iç güçlere karşı mukavemet etmeme arzusu şeklinde belirir.



Hürrüyet ise, kayıtlardan ve sınırlardan kurtulma ve azad olma arzusudur... Halbudi müsbetlik (pozotivlik) ileriye doğru atılma arzusudur.



Bu bile iki çizginin birbirinden ayırd edilmesi için yeterli nedendir.



İnsan psikolojisinde bu iki çizgiden; önce menfilik (negativlik) merhalesi başlar.



Çocuk ilk günlerinde iradesizdir. Dıştan veya içten kendisine dikte edilen her şeye otomatikman boyun eğer.



Acıkır ve acıkınca meme emer. Bu bir negativ ameliyedir...



Meme fazlalaştırılır eya zaltılır. O, bu konuda hiç bir şeye sahib değildir.



Ama bir müddet sonra yavaş yavaş müsbet kutub gelişmeye ve kendisini göstermeye başlar. Önce ise bu kutub gizli veya güçsüz olarak yeretmiş bulunuyordu.      



Bu devrede acıkınca kendiliğinden meme veya yemek ister. İstediği verilmeyince de ağlayıp feryad etmeye başlar.



Bu yükseltilebilir de azaltılabilir de. İstemediği zaman da mukavemet eder.



Bu merhahede müsbetlik ve menfilik duyuların sahası içinde yer alır önce.



Sonra da köprüyü geçerek karşı yakaya varır...



Buyükleri tarfından verilen emirlere itaat konusunda menfi (nefativ) olur....



Müsbetlik ve menfiliğin zaruri eğitimi konusundaki görüşümüzü ayrı bir başlık altında inceleyeceğiz. Burada sadece her iki çizginin de insan fıtratında mevcud olduğunu ve normal hallerde mühim vazifeler ifa ettiğini, dolayısıla hayat için zaruri olduğunu belirtmekle yetineceğiz...