Sahur'a Kalkmak:

Malik b. Enes (r.a)'den rivayet edilen Hadis-i Şerif'te Resul-u Ekrem (s.a.s)'in: "Sahur yemeği yiyiniz. Çünkü sahur yemeğinde bolluk (bereket) vardır" buyurduğu bilinmektedir. İmam-ı Merginanî, bu hadis-i şerifi zikrettikten sonra:



"Müstehap olan sahur yemeğini yemek ve onu geciktirmektir. Zira Resul-u Ekrem (s.a.s), "Üç şey mürsellerin ahlakındandır: İftarda acele etmek; sahuru geciktirmek ve misvak kullanmak" buyurmuştur. Ancak mükellef fecr-i sadık'ın durumu hakkında şüpheye düşerse, haramdan kurtulmak için yemeyi, içmeyi terketmelidir (Merginanî, el-Hidâye, I,129) diyerek konuya açıklık getirir. Şurası muhakkaktır ki; sahura kalkıp bir şeyler yemek, oruç tutmak niyetiyle olur. Nitekim Fetevay-ı Hindiyye'de:



"Ramazan-ı Şerif ayında sahura kalkmak bir niyettir. Necmüddin Neseî de böyle der. Ancak sahura kalkmak, sadece o günün orucu için niyet hükmündedir. Başka bir günün orucu için niyet yerine geçmez" (I,195) diye kaydedilir.



Sahurun delili, Ebû Davûd'un dışındaki hadis imamlarının Hz. Enes (r.a)'den rivayet ettikleri hadistir. Resulullah (s.a.s) "Sahura kalkın!. Çünkü sahurda bereket vardır" buyurdu. Buradaki bereketten murad, ertesi günün orucuna kuvvet kazanmak veya sevabın ziyadeliği olduğu söylenmiştir. Sahur, seher vaktinde yenilen yemektir". Bu gecenin son altıda birindedir. İslâm alimlerinin sözlerinde bu sünnetin sadece su ile yerine getirileceğini açık olarak görmedim. Ama hadisin zahiri bunu ifade ediyor. Hadis, İmam Ahmed (r.a)'in rivayet ettiği "Sahurun hepsi berekettir. Onu bırakmayın!. Velev ki biriniz bir yudum su olsun içsin. Çünkü sahura kalkanlara Allah (c.c) ve melekleri salat eylerler" hadis-i şerifidir. Mükellef olan her mümin sahura kalkma hususunda titiz olmak durumundadır. Bunun müstehap olduğunda icma vardır. Meşru bir mazeret sebebiyle sahura kalkamayanların durumu müstesnadır.