MİNA

Mekke ile Arafat arasında, ikisini birbirine bağlayan yol üzerinde bir yer. Burası birinci ve ikinci Akabe bey'atlarında Hz. Peygamber (s.a.s) ile Medineliler arasındaki görüşmenin gerçekleştiği yerdir. Kuzeyinde Sabir dağı bulunmaktadır. Akabe Cemresi ile Muhassir Vadisi arasında kalan yere Mina denilir.



Mina'da bulunan Hayf mescidi Selahaddin tarafından yaptırılmış, daha sonraları 1467 yılında Memluk Sultanı Kayıtbay tarafından yeniden inşa ettirilmiştir.



Bu bölgeye Mina adının verilmesiyle ilgili iki görüş vardır.



1- Hz. Âdem (a.s), Mina'dan ayrılmak isteyince Cebrail ona "temenni et" demiştir. Adem peygamber de Cenneti temenni etmiş. Bundan dolayı buraya Mina adı verilmiştir.



2- Burada kurban kesildiği için kan akıtmak anlamına gelen "Mina" kelimesi "İmna" kökünden türemiştir. Bu nedenle buraya Mina adı verilmiştir. Bu görüş daha yaygındır.



Hz. İbrahim, kurban etmek için oğlunu Mina'ya götürür, sonra Hz. İbrahim'e Allah tarafından bir kurbanlık verilir. Bu kurbanlığın ne olduğu hakkında kesin bir bilgi yoktur. Bir çokları bunun koç olduğunu belirtmektedir. Kur'an-ı Kerim'de bu olay "Ve fidye olarak ona büyük bir kurbanlık verdik"(es-Saffat, 37/107) biçiminde açıklanır.



Hz. İbrahim, kendisine engel olmak isteyen şeytanı burada taşlar, burada kurban keser. Hac ibadeti yapanlar da burada kurban keserler ve şeytan taşlarlar.



Hz. İbrahim'den sonra tevhid inancından uzaklaşan insanlar burada şenlikler yapmışlar ve gâyet güzel münasebetler kurmuşlardır.



Kurban Bayramı'nın birinci günü burada kurban kesilir. Bayramın birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü günleri de Cemrelere (Ulâ, Vusta, Akabe) taş atılır. Bu olaya şeytan taşlama denir (ayrıca bk. Hacc).



Tarihi Mina ile bugünkü Mina arasında değişiklikler görülmektedir. Mina, Hac mevsimindeki izdiham göz önüne alınarak müslümanların ibadetlerini daha sağlıklı yapabilmeleri için her yıl değişikliğe uğramaktadır.



Cemil ÇİFTÇİ