1- İnanç ve İbâdet Hürriyeti Bakımından:

Bir müslümanın yanında ve mülkiyetinde bulunan köle veya câriyenin inanç özgürlüğü vardır. Gayri müslim olarak kalabileceği gibi, İslâm’a girmesi ve İslâmî akîdeye sahip olması da hakkıdır. Ancak efendisi onu, buna zorlayamaz. Çünkü iman kalp işi olduğu için, zor karşısında inanmış görünmek kişiyi “münâfık” durumuna düşürür. Bu durum çoğu zaman, karşı taraf için, kişinin gerçek yüzüyle görünmesinden daha zararlı olabilir. Müslüman köle, ibâdet ve dinî yükümlülükler bakımından temelde hür insanlar gibidir. Ancak ehliyeti kısıtlı olduğu için, bu yükümlülükler onun gücü ile sınırlıdır. Bu yüzden müslüman köle ve câriye, namaz ve oruçla yükümlü olmakla birlikte; mülk sahibi olamadığı için zekât ve hacdan muaftır. Fıtır sadakası, efendisi tarafından verilir. Cihadla yükümlü değildir. Câriyelerin örtünme konusundaki sorumlulukları, hür kadınlara göre sınırlı, yani daha hafiftir.