Köleliğin Tarihî Seyri

  



Köleliğin tarihi çok eskilere uzanır. Eski Mısır ve Yakın Doğuda savaş esiri kölelerle, komşu kabile veya kavimlerden kaçırılan insanlar, babaları veya başka yakınları tarafından köle diye satılan çocuklar ve borçlarına veya işledikleri bazı suçlarına karşılık köle statüsüne geçirilen insanlar büyük bir sayıya ulaşmaktadır.



Tevrat’ta kölelikle ilgili bazı hükümler yer almıştır. Kişinin borcuna karşılık kendisini köle olarak satması (Levililer, 35/39), alacaklıların, mal bırakmadan ölen borçlunun çocuklarını köle edinebilmesi (II. Krallar, 4/1-7), bir kimsenin kendi öz kızını satabilmesi bunlar arasında sayılabilir. Tevrat’ta köle âzâdı ile ilgili bir hüküm yer almamıştır. Ancak efendisi tarafından gözü kör edilen veya dişi kırılan yahûdi olmayan kölenin hürriyetine kavuşacağından söz edilir (Çıkış, 21/26). İncil’de de köle âzâdından söz edilmez. Kiliseler, köleliği tarihî bir olay olarak kabul etmişlerdir.



Dinlerin yanında beşerî hukuk da, hatta filozoflar da kölelik kurumunu kabul etmişlerdi. Meselâ Aristo’ya göre, bazı insanla, kölelik için yaratılmışlardır. Onlar, insanın hizmetinde olan araç-gereç mesâbesindedirler. Araç-gereçten farkları, sadece canlı olmalarıdır. Aristo’nun hocası Eflatun’a göre de, köleler, vatandaşlık haklarından mahrum edilirler. Onlar, efendilerine itaat etmek mecbûriyetindedirler. Efendisine karşı gelen köle, devlet tarafından yakalanır ve cezâlandırılması için efendisine teslim edilir.



Roma hukukunda, İus Gentlum’a göre kölelerin hiçbir değeri yoktu. Başlangıçta âzâd edilmeleri de yasaklanmıştı. Sonraları köle âzâdına imkân sağlanmıştır. Eski Yunan ve Roma’da köleliğin başlıca kaynaklarını savaş esirleri ve ile korsanlık vb. yollarla kaçırılan veya yabancı (barbar) ülkelerden getirtilen insanlar ve kölelerden doğmuş olan çocuklar oluşturuyordu.



Önceleri, borçlunun borcuna karşılık alacaklısına köle olma kuralı ve terkedilmiş çocukları büyütüp yetiştirenlerin elinde köle sayılması uygulaması söz konusu iken, bu tâli kaynak sonradan yasaklanmıştır. Bu dönemde kölelerin yaşam şartlarının son derece elverişsiz olduğu ve bu durumun zaman zaman büyük sosyal patlamalara neden olduğu bilinmektedir. Roma hukukunda belirli bir dönemde kölelerin evlenme hakkı yoktu. Ancak köle ve câriyelerin kendi aralarında cinsel hayat yaşamalarına ses çıkarılmıyordu.