Eş'arilere Göre Yaratma ve Kesb Teorisi

Yukarıda belirtilen iki ana esası benimseyen Eş'arilere göre; kul kendi iradesiyle yaptığı işlerde mecbur değil, muhtardır. Yani kendine mahsus irade ve kudreti vardır; yaptığı ihtiyarî fiillerin sahibi ve mahallidir. Fakat kulun kudreti, yaptığı işler üzerinde müessir (etkili) değildir. Çünkü Allahu Teâlâ ortağı olmayan tek ve yegane Hâlık'tır. Kudreti tamdır ve her şeyi yaratma gücüne sahiptir. O halde; her şeyin ve insanların, mide, ciğer ve kalb çalışmaları ve uyumak, hazmelmek gibi ızdırarî (irade dışı, zorunlu) fiillerinin yaratıcısı Hak Teâlâ olduğu gibi, kulun yaptığı iradî ve ihtiyarî fiillerinin de Hâlıkı Allah(c.c.)'dir. Zira imam Eş'ariye göre: "Bir eser üzerinde iki tam müessir kuvvet ictima edemez" bu kural gereğince, kulun iradi fiilleri üzerinde tek mücasir kuvvet Hâk Teâlâ'dır. O halde kulun kudretinin yaratmada, ikinci bir kuvvet olarak bir tesiri yoktur. Ancak Hâk Teâlâ, ilahî kanunu icabı olarak, o fiili, kulun azim ve tasmimi (ısrarlı isteği) bulunduğu anda yaratır. Bu azim ve kesin istek, kulun iradesini o şeye yöneltmesiyle o işi kesb etmesi feklinde ortaya çıkar. O halde kul yaratıcı hâlık değil, o işi kazanan kâsibdir. Yaratmada bir payı yoktur. Tek Hâlık, tek yaratıcı iail Allah (c.c)dir. İnsanın kazandığı fiile tesir eden kudret ona Allah (c.c) tarafından verilmektedir. Kulun kudretinde olan şey Allah'ın da kudreti altındadır. Bu açıdan bakılınca mülkiyette olduğu gibi bir ortaklık durumu yoktur (el-Eş'ari, Kitabu'l-Luma', s.72). Kulun kesb ettiği bu gibi fiillerle olan alakası, o fiilin mahalli ve sahibi olmaktan ibarettir. Çünkü her fiil, o fiilin mahalline isnad edilir. Mesela güzellik onu yaratana değil, onunla vasıflanan şahsa isnad edilir. O halde, Allah Hâlık, kul kâsibdir, yani yaratma Allah'a mahsustur, kesb ise kula aiddir. Eş'arilerin "Halk ve kesbt' teorisinin özeti budur. İşte Eş'arîler "teklif ve sorumluluk" esası ile "Allah'ın yegane yaratıcı" olduğu esasını böylece bağdaştırarak Cebriyye, Kaderiyye ve Mu'tezilenin düştüğü hataya düşmemişlerdir. Ancak kulun kudreti olup ta, fiillerin üzerinde belirli bir tesiri olmaması ve kesb teorisi üzerinde çok tartışıları anlaşılması güç bir konudur. Öyle ki, "Akla min kesbi'l-Eş'ari" Eş'ari'nin kesbi kadar dakik ve muğlak tabiri arapçada darbı mesel olarak görmüştür. Bazı âlimlerce, cebir fikrine yakın görünen Eş'ariye Mezhebi, "Cebr-i Mutavassıt" diye de anılır. Nitekim bazı Eş'arîlerin "insan muhtar (İrade sahibi suretinde) muzdar (mücber, mecbur) dur" sözü, insandaki irade serbestisi sadece surette kalmaktadır. Gerçekte ise hakim ve müessir olan, sadece Allah'ın küllî ve mutlak iradesidir.