1) Devamlı Allah'ı Zikretmek:

Hiçbir şey, Aziz ve Celil olan Allah’ı zikretmekten daha lezzetli değildir. Hiçbir amel, zahmetin azlığına karşın verdiği lezzetin çokluğu, kalbe verdiği sevinç ve huzurun büyüklüğü bakımından zikrullah gibi olamaz. İnsanların çoğu Allah’ı zikretmekte devamlılık konusunda gaflet içindedir ve bu nedenle de Allah’ı çokça zikredenlerin aldığı lezzeti alamamaktadır.



Gerçekten i’tikâf, mü’minin yüksek bir mertebeye ulaşabilmek için değerlendirmesi gereken büyük bir fırsattır. Böylece dili Allah Teâlâ’yı zikre bağlanır. İ’tikâfa giren kişi, çoğu insanın ihmal ettiği sabah ve akşam zikirlerini ihmal etmez, kaçırmaz. Yine ezan duâsı, yatarken ve kalkarken okunan duâlar, mescide girerken ve çıkarken okunan duâlar, bir şey yiyip içerken okunan duâlar gibi pek çok zikri de ihmal etmez. Her zikri vaktinde yapma hususunda hassas olur. Nefis muhâsebesi yapmaya imkân bulur. Gönlünden Allah’tan başka her şeyi (mâsivâyı) çıkarır. İşte on gün süresince bu hali yaşayan bir insana, Allah’ın lütfu keremiyle büyük hayır/ecir vereceği umulur.



Zikrin en büyüğü/güzeli Kur’ân-ı Kerim okumaktır. Akıllı bir mü’min, Allah’ın kitabıyla bağını, okuma, düşünme, anlama ve gereğince yaşama şeklinde arttırabilmek için i’tikâfı bir fırsat/vesile bilmelidir. Doğrusu bu on günlük i’tikâf süresinde Kur’an’ı meâliyle birlikte ve düşünerek okuyup hatim etmemek, bir ihmalkârlık olarak değerlendirilir. Öyle ya, i’tikâfta mü’min vaktini Kur’an okumakla geçirmeyecekse neyle, nasıl geçirecektir? Şâyet i’tikâfa giren mü’min, i’tikâf süresince sadece Allah’ı zikreder ve Kur’ân-ı Kerim okursa, duyduğu mânevî haz büyük olur. Mü’minin Allah’ı zikirde devamlılığının meyvelerinden biri, günlük hayatında sâlih amel yapma şevkinin ve ahlâkının artmasıdır. Kızı Fâtıma (r.a.), Hz. Peygamber (s.a.s.)’e gelip O’ndan bir hizmetçi istemişti. Peygamberimiz Fâtıma ve Ali’ye her gece uyumadan önce Allah’ı tesbih etmeleri, O’na hamd etmeleri ve tekbir getirmeleri gerektiğini öğretmiş ve “Bu (zikir) sizin için bir hizmetçiden daha hayırlıdır” (Buhârî, Menâkıb, hadis no: 3705; Müslim, Zikir, hadis no: 2727; Tirmizî, Deavât, hadis no: 3408) buyurmuştu. Bu hadis-i şerifle ilgili olarak, “zikrullahta devamlılığın, günlük hayatta bir hizmetçiye ihtiyaç duymayacağımız bir kuvveti ve kolaylığı kazandırdığı” yorumu yapılmıştır. İ’tikâfa giren mü’minin, Ramazan ayı gibi önemli bir dönemde ibâdetlerini arttırmak için kendisine yardım edecek böyle bir kuvvete ihtiyaç duyduğu da açıktır.                       


İ'TİKÂF
i1 harfi