Kayyûm

Herşeyi tutan, koruyan anlamında Allah'ın isimlerinden biri. Kayyûm, "fey'ûl" vezninde mübalağa sıygasıdır. Hayy ve Kayyûm isimlerinin ism-i azam yani Allah'ın en büyük ismi olduğu da söylenmiştir. Kur'ân'da üç yerde geçer.



"Allah, kendisinden başka ilâh olmayan daima diri ve yarattıklarını koruyup idare edendir" (Bakara: 2/255)[1022]



"Bütün yüzler, "Hayy", ezelî ve ebedî diri, "Kayyûm" her şeyin mutlak hâkimi olan Allah'a boyun eğer. Zulüm yüklenen perişan olur" (Tâhâ: 20/111).



Diğer yandan Rasûlüllah (s.a.s)'in bazen bu isimlerle duâ ettiği nakledilir. Bir hadiste, aşağıdaki duâyı yatağa girerken üç defa okuyan kimsenin günahlarının, denizin köpüğü kadar çok olsa bile, af edilebileceği bildirilmiştir.



"Ben, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan, "Hayy", ezelî ve ebedî diri "Kayyum", herşeyin mutlak hâkimi olan Allah'tan bağışlanmamı diliyor ve O'na tevbe ediyorum"[1023]



Enes b. Mâlik, bir adamın namazdan sonra "Hayy ve kayyûm" isimleriyle Allah'a duâ ettiğini duyan Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu nakleder:



"Siz Allah'a ne ile duâ ettiğini biliyor musun?" Hazır bulananlar;



"Allah ve Rasülü daha iyi bilir" dediler. Rasûlullah (s.a.s) şöyle buyurdu:



"Nefsimi kudret elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, O, Allah'a ism-i azamı ile duâ etti. -Allah bıınıınla duâ edilince kabul eder ve bununla bir Şey istenince verir"[1024]



Bazen Hz. Peygamber duâda "Kayyûm" kelimesini de kullanmıştır.



"Allahım hamd, sana mahsustur. Sen yerleri ve gökleri idare edip, ayakta tutan (Kayyûmsun)"[1025]



Kayyûm ismi şu anlamları da kapsar; Allah zâtı ve yüceliği ile vardır; her şeyin var olması, varlığını sürdürmesi, ayakta durması O'nun varlığına bağlıdır. Nitekim, Ayetü'l-Kürsî'de bu isimden sonraki kısım, onun açıklaması gibidir.



"O'nu ne uyuklama ne de uyku tutar. Göklerde ve yerde olanlar O'nundur. O'nun izni olmadan, katında kim şefaat edebilir? O, insanların geçmişlerini ve geleceklerini bilir. İnsanlar ise O'nun ilminden, O'nun dilediğinin dışında bir şey kavrayamazlar. O'nun hükmü gökleri ve yeri kuşatmıştır. Yeri ve göğü koruyup gözetmek, O'nun için zor değildir. O, yücedir, büyüktür" (Bakara: 2/255)[1026]



Kayyum ve Kaim; İdare edip ayakta tutan demektir.



“Allah... O'ndan başka ilah yoktur. Diridir, kayyûmdur/kaimdir.” (Âl-'i İmrân: 3/ 2)



Bazı insanlar kainattaki kusursuz sistemin bir kez var edildiğini ve bundan sonra da kendi kendine işleyişine devam ettiğini düşünürler. Bu, belki sürekli dile getirilmez ama insanların bilinçaltlarında hakim olan genel kanı budur. Kendini Yaratıcısı'na karşı sorumlu hissetmek istemeyen, O'nun kendisinden istediklerini yerine getirmeyi kabullenmeyen insanlar arasında bu düşünce bir nevi kaçış yoludur. Eğer Allah bir kez yaratıp sonra herşeyi kendi haline bıraktıysa kendilerinin de O'na karşı sorumluluğunun azalacağı gibi yanlış bir fikre kapılırlar.



Ancak varlığın temelinde o kadar ince ve hassas detaylarla bezenmiş kanunlar, sebepler vardır ki, her an üstün bir gücün kontrolü olmadan bunların işleyişini sürdürmesi mümkün değildir. Gören, duyan ve görüp duyduklarından basiretle sonuç çıkarabilen insanların bu büyük gerçeği farkedememeleri söz konusu olmaz. Nitekim Fatır Suresi'nin 41. ayetinde Allah gökleri ve yeri kendisinin tuttuğunu şöyle bildirir:



“Şüphesiz Allah, gökleri ve yeri zeval bulurlar diye (her an kudreti altında) tutuyor. Andolsun, eğer zeval bulacak olurlarsa, kendisinden sonra artık kimse onları tutamaz. Doğrusu O, Halim'dir, bağışlayandır.” (Fâtır: 35/41)



Yukarıdaki âyette de görüldüğü gibi kainat yaratılmış ve sonra kendi işleyişine bırakılmış değildir. Yaşamın sürmesi, evrendeki hassas dengelerin, olağanüstü inceliklerle dizayn edilmiş sistemlerin devam etmesi Allah'ın kontrolüyle mümkündür. O'nun dilemesi dışında hiçbir şey varlığını sürdüremez. Allah'ın yoktan var ettiği evren yine O'nun 'Kaim' sıfatı ile ayakta durmaktadır.



“(Artık bütün) Yüzler, diri, kaim olanın önünde eğik durmuştur ve zulüm yüklenen ise yok olup gitmiştir.” (Tâhâ: 20/111)



“Allah... O'ndan başka ilah yoktur. Diridir, kaimdir. O'nu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. İzni olmaksızın O'nun katında şefaatte bulunacak kimdir? O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir. (Onlar ise) Dilediği kadarının dışında, O'nun ilminden hiçbir şeyi kavrayıp-kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp-kuşatmıştır. Onların korunması O'na güç gelmez. O, pek yücedir, pek büyüktür.” (Bakara: 2/255)[1027]


ÂYETÜ'L-KÜRSÎ
A harfi