Müteahhirun Herşeyi Değiştirip, Tek Bir Kişiyi Taklid Etmeyi Gerekli Kılmakla Tefrikaya Düştüler

Müslümanlar, Hulefa-i Raşidin ve Tabiîn gibi mükemmel müslüman oldukları, islâm'a bağlı ve sadık kaldıkları müddetçe muzaffer olup ülkeler  fethettiler ve dini yücelttiler. Ne zaman ki Allah'ın emirlerini değiştirdiler, Allah bir çok  ayetinde de buna işaret ettiği gibi, nimetlerini  değiştirmekle, devletlerini almakla ve hilafeti kaldırmakla onları cezalandırdı. (24)



Özel bir mezhebe intisap etmek, batıl görüşleri de olsa o mezhebe taassup göstermek,   değişikliğe uğrattıkları konulardır. Bu görüşler üçüncü asırdan sonra ortaya çıkmış bid'at işlerdir. Bunda hiç şüphe yoktur. Bid'atle amel etme ve ondan bir sevap umulması sapıklıktır. (25) Selef-i salihîn; Kitap, Sünnet ve ikisinin delalet ettiklerine, bir de ümmetin  icmaına  sarılıyorlardı. Allah onlara merhamet etsin, onlardan razı olsun ve etsin, bizi de onlardan  kılsın ve onlarla birlikte hasretsin. Fakat  mezheplerin bidatleri yayılınca, o bid'atlerden, ayrılıklar ve birbirlerini sapıklıkla suçlamalar doğdu. Öyleki, dört mezhep müntesipleri Ehl-i Sünnet olduklarını söylemelerine rağmen, Şafiî imamın ardından Hanefî'nin uyması caiz olmadığına dair fetva verdiler. (26) Fakat amelleri onları



yalanladı, sözlerindeki çelişkiler onların bu görüşlerini boşa çıkardı. Mescid-i Haram'daki   dört makam bu bid'atlerden doğdu. (27) Cemaatler   çeşitlendi. Her mezhepli kendi mezhebindeki cemaatı bekledi. Bu bid'atler sayesinde şeytan



müslumanları tefrikaya düşürmek, onları çeşitli gruplara bölmek gibi maksadlanndan birini daha elde etmiş oldu. Bundan Allah'a sığınırız.



24} Cenâb-ı Hakk'ın şu âyetinde olduğu gibi: "Bu, bir milletin kendilerini değiştirmedikçe. Allah onlara verdiği nimeti değiştirmez (kanunundan dolayı böyledir) ve  Allah işiten ve bilendir. (Kimin neye mustehak olduğunu bilir)" (Enfal 53}



25) Bu konuda Allame Ebi İshak eş-Şatibî'nin (r.a.) İ'tisam kitabına müracaat et.



26) Bilakis durum; bazılarında bir Hanefi, Şafiî olan bir kızla imanda istisna meselesi yüzünden kafir olduğu için evlenmesinin yasaklığına fetva vermeğe kadar gitmiş. Şemseddin Muhammed el-Kahşâi'nin Camiu'r-Rumuz (Muhtasaru'l-Vikaye)'ye yaptığı şerhde olduğu gibi. Müftiyyu's-Sekaleyn olarak bilmen diğer birisi ehli kitaba kıyasen bu evliliğin caiz olduğuna fetva vermiştir. Bu kıyasa göre ehli kitaptan birisinin müslüman bir kızla evlenmesi caiz olmadığı gibi, bir Şafiî'nin de Hanefi bir kızla evlenmesi caiz değildir. (Lakin bunun aksi olanı caiz görülmüştür, kıyasa binaen).



27) Reddü'l-Muhtar kitabında, İbni Abidin bu dört makamın (mihrabın) H. 500 senesinden sonra mansıb sevgisi galebe çaldığı zamanlarda yapıldığını açıklar. Ve ihlaslı kimseler buna karşı çıkmıştır. Ama kötü alimler bunu sultanlara güzel göstermiştir.