İnsanın Değer ve Üstünlüğü

                             



"Biz insanı  ahsen-i takvîm üzere/en güzel şekilde yarattık. Sonra onu aşağıların en aşağısı kıldık." (95/Tîn, 4-5) Ayette geçen "takvîm" kelimesi, müfessirlerce değişik şekillerde yorumlanmış, kimi sûret ve duyu organlarının güzelliği, kimi boyunun doğruluğu ve ayakları üzerinde dik durması demiş, kimi de "ahsen-i takvîm" sözünü akıl, idrak ve temyiz (ayırma yeteneği)  ile  zînetlenmiş  olmak  şeklinde  algılamıştır.  Gençliğe,  güç  ve  kuvvete  yoranlar da



olmuştur. Elmalılı, bu görüşleri  sıraladıktan  sonra  takvîm  kelimesini  daha  genel  bir  anlamda değerlendirmiş, insan için güzel olan her şeyi bu manaya dahil etmiştir. Bununla beraber, şekil ve sûretten çok, ahsen-i takvîmi insanın duygusunda, özellikle güzellik denen manayı anlamasında ve o duygudan güzellerin güzeli "ahsenu'l-hâlikıyn"i ve O'nun hüsn-i mutlakla en güzel  olan  kemal  sıfatlarını  tanıyıp  O'nun  ahlakıyla  ahlaklanmakta  aramıştır. Ona göre insan doğarken bu kemale sahip olarak değil; bu kıvama, bu kemale  ve bu güzelliğe yeteneği olmak anlamında ahsen-i takvîmde yaratılmıştır. Aksi halde insanda hiçbir olumsuz özelliği bulunmazdı. Halbuki öyle olmadığı, insanın birtakım kötülüklerle iç içe bulunduğu görülmektedir. Elmalılı, bu süflîliklerden kurtularak kemale ermenin yolunu, ruh güzelliğine ve temizliğine ulaşmakta görüyor.[505]



Muhammed Kutub, İslam düşünce sisteminin insanı sadece bedeni ile ele alarak ruhu bir kenara bırakmadığını, her zaman ruhu bedenle birlikte düşündüğünü kaydetmektedir.[505] İnsanda üstün ve aşağı iki prensibin devamlı çatışma halinde bulunduğu, onun ulvîliği kadar aczinin de buradan kaynaklandığı söylenebilir. Bir kısım insan, ruhun yücelmesiyle ulviyet kazandığı halde, bir kısmı da bedenin süflî arzu ve heveslerine yenik düşerek alçalmaktadır.



Kur'an'ın beyanına göre,



"İnsan hiç şüphesiz hüsran içindedir. Ancak iman edip salih amel işleyenler, birbirine hakkı/gerçeği tavsiye edenler ve sabırlı olmayı öğütleyenler bunun dışındadır." (103/Asr, 2-3) 



Kur'an ve onun tefsirlerinden anlıyoruz ki, insanın yaratılışı Allah'a imanı gerektirmekle beraber küfre de müsaittir. Tabiatında meleğe yakın taraflar bulunduğu gibi; şeytana yakın taraflar da vardır.