İnfak

’ın Önemi:



        



İslâm’a göre ‘bütün mülk’ (mallar zenginlikler) Allah’ındır. İnsan, o mülk üzerinde yaşar, onu kullanır, geçimliği için harcar, sonunda o mülkün nöbetini başkasına bırakır ve ahirete gider. İnsanlardan bazıları çok mala sahip olabilir, bazılarına muhtaç olacak kadar az mala sahip olabilir. Kimileri hasta ve sakatlık yüzünden yeteri kadar mal kazanamaz. Üstelik çok mala sahip olmak bir imtihan (sınav) sebebidir. Allah (cc) insanları ilimler, sağlıkla, malla, geniş imkanlarla, çocukla sınamaktadır. Malı insana veren Allah (cc), bu maldan muhtaçlara ve elimizin altındakilere de vermemizi emrediyor.



Bir müslüman aile reisi, hanımını, çocuklarını, anne ve babasını zorunlu olarak bakar. Bu üç grubun nafakası aile başkanının görevidir. Bu müslüman bunlardan başka, dedesine, ninesine, torunlarına, amcasına, halasına, teyzesine, dayısına –eğer muhtaçlarsa- infak etme durumundadır. İnfak etmek isterse, bunlardan başlaması gerekir.



İnfak, aile reisinin bakmakla yükümlü olduğu kişilere verdiği geçimlik olduğu gibi, muhtaçlara ve fakirlere verdiği zekât, fıtralar, verdiği sadakalar da, yaptığı yardımlar da birer infaktır.



Allah (cc) varlıklı müslümanlara, Allah yolunda harcama yapmalarını (infak etmelerini) emrediyor. Bu Allah yolunda harcama yapmak; infak etmenin, gerekli yerlere yardımda bulunmanın ta kendisidir.



“Ey iman edenler, kazandıklarınızın ve sizin için yerden çıkardığımız ürünlerin en helâl ve iyisinden Allah yolunda harcayın.” (2 Bekara/267)



İnfak’ın en güzeli kişinin çok sevdiği maldan yaptığı harcamadır. Kişinin malı ve dünyalığa meyli fazladır. Onları çok sever, daha çok olmasını da ister. Sırf Allah’ın (cc) emrettiği sevabını umarak, insanlara iyilik etmenin mutluluğunu yaşayarak o sevdiği maldan bir kısmını ihtiyaç sahiplerine vermek, çok önemli ve övgüye değer bir fazilettir:



“Sevdiğiniz şeylerden Allah (cc) yolunda harcayıncaya kadar Cennete ve iyiliğin en güzeline (birr’e) ulaşamazsınız.” (3 Âli Imran/92)



Kişi sevdiği şeylerden az olsun çok olsun, muhtaçlara verdiği  zaman bu âyette müjdelenen ‘iyiliğin en güzel’ derecesine, yani ‘birr’e ulaşmış olur.



İnfakın en faziletlisi ise kişinin, muhtaç olan akrabalarına yaptığı harcamadır. Kişi, ailesinin fertlerinin geçimini sağlamak üzere harcama yaparsa o onun için bir sadaka olur.