Allah'ın Sıfatı Olarak İlim

İlim, Allah'ın kemal sıfatlarından biridir. Bu konuyla ilgili olarak ilim iki kısma ayrılır. Birincisi kadîm olan ilim; diğeri de hâdis olan ilimdir. Kadîm olan ilim Allah'ın zatına aittir. Kulların sonradan kazandıkları ilme benzerliği yoktur. Allah'ın ilim sıfatı, O'nun ilmiyle beraberdir. Allah'ın ezelî (başlangıcı olmayan) bir ilmi vardır. Bu ilim, her şeyi içine almaktadır. Biz insanların ilmi gibi, sonradan kazanılan âraz cinsinden değildir. Hiçbir şey, O'nun ilminin ve kudretinin dışında değildir. Bazı şeyleri bilip bazılarını bilmemek noksanlıktır ve Allah bundan münezzehtir. (14)   



Allah, mâlûmatın hepsini bilir. Yerde ve gökte meydana gelen her şeyi, O'nun ilmi kuşatmıştır. Olmuş olanı, olmakta olanı ve gelecekte olacak şeyleri O bilir. İlmi küçük- büyük, zâhir-bâtın her şeyi kuşatmıştır.  Kâinatta zerre kadar bir şey dahi O'nun ilminden gizli değildir. O, karanlık gecede kara taşın üzerindeki kara karıncanın kımıldamasını bilir, O'ndan haberi vardır. Hava boşluğunda yer alan zerrenin hareketini, sırları ve en gizli olanları bilir. Kalplerin, beyinlerin ve gönüllerin her türlü eğilimlerini, hareketlerini ve gizliliklerini başlangıç ve sonu olmayan yani kadîm ve ezelî ilmiyle bilir.



İnsanlar için ulaşılmazlıkla ifade edilebilecek göklerin erişilmezliğinde, yerin dipsizliğinde saklanan şeyleri (49/Hucurât, 18), karalarda ve denizlerde olup bitenleri (6/En'âm, 59), yere gireni ve ondan çıkanı, gökten ineni ve oraya yükseleni (57/Hadîd, 4), gökte ve yerde bulunan her bir sözü (21/Enbiyâ, 4) bilen Allah, bulunduğumuz her durumu, her yeri, içine daldığımız her bir işi mutlaka Şâhid olarak bilir. Yerde ve gökte hiçbir zerre O'ndan gizli kalamaz. (bkz. 10/Yûnus, 61)



"Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun; bilin ki O, sînelerin özünü bilir. Hiç, yaratan bilmez mi? O, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır." (67/Mülk, 13-14) Allah, bu ayette belirtildiği gibi en ince ve en gizli işleri bütün incelikleriyle kolayca bilendir. Yaratan Allah, yarattığını, yaratacağını ve her şeyi bilir. O halde, bütün sînelerin içindekileri, kalplerde saklı olan herşeyi bilen O'dur. Her insandan sâdır olan gizli-açık, iyi-fena her söz ve fiil, O'na nisbetle eşittir, O hepsini, herşeyi bilir. (15) 



Geçmiş zamanla ilgili bilgiler, şu andaki durumlar ve gelecekteki olaylar Allah'ın ilmine göre farklılık arzetmemektedir. Allah'ın ilminin önüne ne cehalet, ne de unutma bulaşır. Kâinattaki nizam, âhenk ve sağlamlık O'nun ilminin genişliğine apaçık bir delildir. Allah'ın ilminde hiçbir şeyin gizli kalmayacağı; dolayısıyla O'nun insanların bütün yaptıklarını ve yapacaklarını bilmekte olduğu, Kur'an'ın birçok ayetinde zikredilmektedir.



"Ne yerde, ne de gökte zerre ağırlığınca bir şey Rabbinden uzak (ve gizli) kalmaz." (10/Yûnus, 61)



"Gaybın anahtarları Allah'ın yanındadır. O'nun için gaybı ancak O bilir. O, karada ve denizde ne varsa hepsini bilir. O'nun ilmi  dışında  bir  yaprak  dahi  düşmez.  Yerin  karanlıkları içindeki tek bir dane, yaş ve kuru ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır (Yani Levh-i Mahfuz'da ve Allah'ın ilmindedir)." (6/En'âm, 59)



"Göklerde ve yerde olanları, Allah'ın bitirdiğini görmüyor musun? Üç kişinin gizli konuştuğu yerde dördüncüsü mutlaka O'dur. Beş kişinin gizli konuştuğu yerde altıncısı mutlaka O'dur. Bunlardan az veya çok olsunlar ve nerede bulunurlarsa bulunsunlar mutlaka O, onlarla beraberdir. Sonra onlara kıyamet günü yaptıklarını haber verecektir. Doğrusu Allah, her şeyi bilendir."  (58/Mücadele, 7)