Hadislerde İlim

İlmin fazileti konusunda çok sayıda hadis-i şerif vardır. Bunlardan küçük bir seçme yapalım:



"İlim tahsil etmek maksadıyla bir yola giden kimseye Allah Teâlâ, cennet yollarından birini açar.  Melekler,  ilim  tahsil  edene  karşı  memnuniyetleri  ve  tevâzûları sebebiyle kanatlarını yere sererler. Göklerde ve yerde olan her şey, hatta su içindeki balıklar, âlim için Allah'tan rahmet diler. Âlimin, bilmeden ibadet eden kimseye üstünlüğü, ondördündeki dolunayın görünen diğer yıldızlara üstünlüğü gibidir. Âlimler, peygamberle-rin vârisleridir. Peygamberler ne altın ne de gümüş bırakmışlardır; onlar miras olarak sadece ilim bırakmışlardır. Kim ilmi almışsa büyük ve değerli bir şey almış demektir." (Ebû Dâvud, İlm 1; Tirmizî, İlm 19, hadis no: 2822; İbn Mâce, Mukaddime 17, hadis no: 223)



"Kim ilim tahsil etmek için (evinden veya yerleşim yerinden) çıkarsa, geri dönünceye kadar o kişi Allah yolundadır." (Tirmizî, İlm 2)



"İlim aramak, her müslüman üzerine farzdır. Ehil olmayan insanlara ilim öğretmeye kalkan kimse, domuzların boynuna cevher, inci ve altın gerdanlık takan adama benzer." (İbn Mâce, Mukaddime17, hadis no: 224)



"Ey Ebu Zer, sabahleyin evinden çıkıp Kur'an'dan bir ayet öğrenmen senin için yüz rekât nafile namaz kılmandan daha hayırlıdır. Yine sabahleyin evinden çıkıp mükellefin ameliyle ilgili olan veya olmayan ilimden bir bâbı öğrenmen (senin için) bin rekât nafile namazdan daha hayırlıdır." (İbn Mâce, Mukaddime, 16, hadis no: 219)



"Kıyamet gününde âlimlerin mürekkebi, şehidlerin kanı ile tartılır." (Aclûnî, Keşfu'l-Hafâ, c. 2, s. 400) 



"Hikmet, mü'minin yitiğidir. Onu nerede bulursa o mü'minin kendisi ona daha lâyıktır." (Tirmizî, Kitabu'l-İlm, 19, hadis no: 2827)



"Ne âlimlere karşı iftihar edip övünmek için, ne cahillerle münakaşa etmek ve ne de meclislerin seçkin köşelerinde yer almak için ilim talep edin. Bu yasağa rağmen kim böyle yaparsa ateşe (müstahaktır), ateşe (müstahaktır)." (İbn Mâce, Mukaddime 23; hadis no: 254)



"Allah kim hakkında  hayır  dilerse,  onu  dinde  fakîh  (derin  anlayış  sahibi)  kılar."  (S. Buhâri, İlm 14, hadis no: 13; S. Müslim, İmâre 53, hadis no: 175; İbn Mâce, Mukaddime 17, hadis no: 220-221)



"Şeytana, bir fakîhi (dinde anlayış sahibi bir bilgini) aldatmak, bir âbid(i aldatmak) tan daha zordur." (Tirmizi, İlm 19, hds no: 2821; İbn Mâce, Mukaddime 17, hds no: 222)



"Rasülullah (s.a.s.)'a biri âbid (ibadetle çokca meşgul) ve diğeri âlim (ilimle çokca meşgul) olan iki adamdan bahsedildi ve bunun üzerine Rasül-i Ekrem: "Bir âlimin bir âbide karşı üstünlüğü, benim en aşağı mertebede olanınıza üstünlüğüm gibidir." buyurdu. Sonra şunları söyledi: "Allah, melekleri, göklerin ve yerin halkı, hatta yuvalarındaki karıncalar ve  balıklar, insanlara hayır (faydalı şey) öğreten kişiye dua ederler." (Tirmizî, Kitabu'l-İlim 19, hadis no: 2825)



"İnsan öldüğü vakit bütün amelleri ondan kesilir. Yalnız üç şeyden dolayı kesilmez; sadaka-i câriyeden, faydalanılan ilimden ve kendisine dua eden salih evlâttan kesilmez." (Sahih-i Müslim, Vesâyâ 3, hadis no: 14 (1631); S. Tirmizî, Ahkâm, 36, Hadis no: 1393) 



"Allah'ım, huşûu olmayan (korkmayan) kalpten, kabul olmayan duadan, doymayan nefisten ve fayda vermeyen ilimden sana sığınırım." (Tirmizî, Kitabu'd-Deavât 68, hadis no: 3711)



"İlmin kaldırılması, cahilliğin kökleşmesi, şarabın içilmesi, zinanın çoğalması kıyamet alâmetlerindendir." (S. Buhâri, İlm 22, hadis no: 22; S. Müslim, İlm 5, hadis no: 8 -2671-)



"Şüphesiz Allah, ilmi kullardan silmek suretiyle değil, âlimlerin ruhlarını kabzetmek suretiyle giderecektir. Nihayet hiçbir âlim bırakmayınca insanlar, cahil kişileri başlarına geçireceklerdir. Bunlara meseleler sorulacak; onlar da bilgileri olmadığı halde fetva verecekler. Onlar bu suretle hem kendileri sapıklığa düşerler, hem de halkı sapıtırlar."  (S. Buhâri, İlm 35, hadis no: 41; S. Müslim, İlm 5, hadis no: 13 -2673-)       



"Allah'ın benim vasıtamla gönderdiği hidayet ve ilim, bol yağmura benzer. Bu yağmur bazen  öyle verimli bir toprağa düşer ki, onun  bir  kısmı  toprağı  suya  doyurur ve çayırda bol ot yetişir. Bir kısım toprak kurak olur, suyu üstünde tutar, gölcük olur da Allah onunla insanları yine faydalandırır; ondan hem kendileri içerler, hem de hayvanlarını sularlar, ekin ekerler. Bu yağmur bir de diğer bir çeşit toprağa isabet eder ki, kıraç ve kaygandır; ne suyu üstünde tutar, ne de ot bitirir. İşte Allah'ın dinini anlayıp da Allah'ın benim vasıtamla gönderdiği hidayet ve ilimden faydalanan ve bunu bilip de başkasına bildiren kimse ile; bunu duyduğu vakit kibrinden başını bile kaldırmayan ve Allah'ın benimle gönderilen hidayetini kabul etmeyen kimse böyledir." (S. Buhâri, İlm 21, hadis no: 21; S. Müslim, Kitabu'l-Fedâil 5, hadis no: 15 -2282-)



Hz. Ebubekir (r.a.) Peygamberimiz'i anlatırken şöyle ifade eder: "Rasülullah (s.a.v.) (Vedâ Haccında) şöyle buyurdu: "...Kanlarınız, mallarınız, ırzlarınız birbirinize haramdır. Burada hazır bulunanlarınız, burada bulunmayanlara (yeni nesillere) bunu tebliğ etsin. Olabilir ki, hazır olan kimse, bunu daha iyi anlayan bir kimseye tebliğ etmiş olur." (S. Buhâri, İlm 10, hadis no: 9)    



Hz. Abdullah bin Amr (r.a.) anlatıyor: "Rasülullah (s.a.s.), bir gün odalarının birisinden çıkıp mescide girdi. Bu esnada iki halka (şeklinde oturmuş iki grup) ile karşılaştı. Bunlardan bir halka Kur'an okuyor ve Allah'a dua ediyordu. Diğer halka da ilim öğreniyor ve öğretiyorlardı. Bunun üzerin Peygamber (s.a.s.): "(Bunların) hepsi hayır üzeredirler. Şunlar Kur'an okuyorlar ve Allah'a dua ediyorlar. Eğer Allah dilerse onlara (isteklerini) verir ve dilerse vermez. (Diğer cemaate işaretle) bunlar da (ilim) öğreniyorlar ve öğretiyorlar. Ben de ancak muallim/öğretici olarak gönderildim." buyurdu ve hemen bunların yanına oturdular." (İbn Mâce, Mukaddime 17, hadis no: 229)



 "Âlimler yeryüzünün kandilleri, peygamberlerin halifeleridir. Onlar, benim ve diğer peygamberlerin vârisleridir." (Keşfü'l-Hafâ, hadis no: 1751)



Görülüyor ki, dünya ve âhiret saadetinin anahtarı ilimdir. İlim, amellerin en faziletlisidir. İlim, nefisleri helâk edici ahlaksızlıklardan kişiyi temizler; insanları aydınlatarak güzel ahlaka kavuşturur ve âhiret yolunun aydınlanmasını öğretir. İlim, Allah'ın kemal sıfatlarındandır. Peygamberlerin şerefi, sahip oldukları ilimden ve ilimleriyle amel etmelerinden gelmektedir.