İlim Kelimesi: Anlam ve Mâhiyeti

İlim için birçok tanımlar yapılır. Genel olarak insan zihnine (ve gönlüne) konu olan her şey demektir. Sözlük anlamıyla ilim, mutlak olarak bilmek, bir şeyin şuurda hâsıl olması, sağlam olarak bilmek, kesin olarak bilmek, deneyerek bilmek, bir şeyin gerçeğini bilmek manalarına gelmektedir. (1) İslam alimlerinin çoğuna göre ilim: “Bir şeyin hakikatini idrak etmek” ve “mâlum olanın, olduğu hal üzere bilinmesidir.” Bu anlayışa göre, yanlış malumata ilim (bilgi) denilemez.



Yine ilim hakkında şu tanımlar da yapılmıştır: İlim, insanın vahy, akıl ve duyu organları aracılığıyla elde ettiği kesin bilgilere denir. İlim, âhiret yolunu dosdoğru gösteren (kılavuzluk yapan) bilgiler topluluğudur.  Şerif Cürcânî'ye göre ilim: Gerçeğe ve vâkıaya uygun düşen inanç, bilgi ve kanaattir. Bir şeyi olduğu  gibi  idrak  etmektir.  İlim,  bilinenden  gizlilik  ve  kapalılığın kalkmasıdır. (2) Râgıb, Müfredât'ında şu tanımı yapar: İlim, amelî-dinî yükümlülüklere vukuftur ki, ancak bunların yerine getirilmesi ile tam olur. (3) İlmin zıddı, cehalet (cahillik, bilgisizlik ve yanlış bilgi)dir. Kur'an-ı Kerim'de ilim kelimesi 105 defa zikredilir. Bu kökten gelen diğer kelimelerle birlikte bu sayı, 859'u bulur. Dolayısıyla "ılm" Kur'an'da en çok kullanılan birkaç maddeden biridir.  Ayrıca "akıl, fikir, zikir" gibi kelimeler Kur'an'da çokça geçer.



“Rabbim, ilimce herşeyi kuşatmıştır.” (6/En’âm, 80)



“İlim, ancak  Allah katındadır.” (46/Ahkaf, 28)



Kur’an-ı Kerim’de ilim, en sık kullanılan anlamıyla, ilâhî vahiyden kaynaklanan, yani bizzat Allah’ın verdiği bilgidir. İlim, Allah’dan olduğuna göre, İslam’ın tamamı ilimdir. Âlim de gerçek anlamıyla müslümandır.  Burada ilim, Allah’a, tam manasıyla tek gerçek olan hakka, hakikate dayandığı için mutlak ve objektif bir geçerliliğe sahiptir. Vahiyle özdeşleşen anlamıyla ilim, kesin bilgi demektir. Onun için; ilmi, yani hakka, hakikate dayanan ilâhî nur olan Allah’ın verdiği bilgiyi kabullenmeyen insana, profesör bile olsa cahil; bu cahillerin en meşhurlarına Ebu Cehil; böyle kişilerin oluşturduğu toplum düzenine de  câhiliyye denir. Ebu Cehil’e, cahillerin atası anlamındaki bu ismin verilmesine sebep, bilinmesi gerekenleri, özellikle Allah'ı hiç tanıyıp bilmemesi değil; yanlış bilmesidir.



İlimler, genel bir tasnife göre ikiye ayrılır:



a- Naklî ilimler; Kur'an ve sünnete dayanan ilimler, yani Peygamberimiz'in vahy kanalıyla Allah'tan getirip bize ulaştırdığı ilimler.



b- Aklî ilimler; Müsbet (deneyle kanıtlanabilen) ilimler başta olmak üzere naklî ilimler içine girmeyen bütün ilimler.