Ve... Günümüz

 



İçinde bulunduğumuz ülkedeki içki tüketiminin, dinimizin kesin yasaklamasına rağmen ne büyük rakamlara ulaştığı konusunda yüz karası bir istatistiğe göz atalım: Avrupa ülkelerinde  20 yıl içinde alkollü içkideki artışlar: İngiltere: % 50, Danimarka: % 113, Almanya: % 182, İrlanda: % 200, Hollanda: % 250, Türkiye: % 350. İçki yüzünden trafik kazalarını hemen her gün medyadan izliyor, âile fâcialarını ve değişik suçları tâkip ediyoruz. Bu konuda kazanan sadece şeytan ve onun emrindeki düzen ve düzenbazlar oluyor. İslâm dışı düzenler, sigaranın üzerine “sağlığa zararlıdı” diye yazma ihtiyacı duyduğu halde, içki şişesinin üzerine bunu bile yazmıyorlar, daha çok içki üretimi ve satışı için  Tekel Bakanlığı kurup insanları sarhoş etmeye çalışıyorlar. Netice, onların iftihar edeceği cinstendir: Hiçbir konuda Avrupa’da birinci olamayan ülke, içki tüketiminde ve sarhoşluktan kaynaklanan trafik kazalarında devamlı birinci olmaktadır. Şeytan ve şeytanî güçler, övünebilirler.



Her türlü kötülüğün kaynağının cehâlet olduğu bir gerçektir. Cehâletle savaşmak için ilim şarttır ve toplumu eğitip yetiştirmek için de okullar gereklidir. Esas görevinin lugat ve dinî terim anlamıyla cehâletle savaş olması gereken okullar, toplumların her çeşit hayırlı/faydalı olan hususları bilip bunları yapacak ve her çeşit şer/zararlı olan şeyleri tanıyıp bundan kaçınacak insan yetiştirecek fabrikalardır. Ama gelin görün ki, câhilî düzenlerin eğitim kurumları da cehâletle savaşıp kişileri eğiteceği yerde, diplomalı câhil yetiştiren, dinine ve değerlerine düşman hale getirilen yerler olabilmekte, bireysel ve toplumsal fesat ve ahlâksızlık yuvası olabilmektedir. Okul kapılarında uyuşturucular rahat bir şekilde pazarlanabilmekte, okuldaki çocukların altyapısı buna hazır hale getirilmektedir. Uyuşturucu kullananların önemli bir kesimini liseli gençler oluşturduğu gibi, içkiye (özellikle bira’ya) başlama yaşı ilköğretim öğrencileri yaşına inmektedir. Okulların yakınlarında sigara, bira gibi zararlı ve alışkanlık yapan maddeler en fazla sürümü olan pazarı oluşturmaktadır. Kahvehane, atari salonları, internet salonları gibi yerlerin müdâvimlerinin önemli oranı öğrencilerden oluşmaktadır.



Günümüzde nice sporun kumara âlet edildiği görülmektedir. At yarışları, aslî yapısıyla belki mâsum, meşrû ve güzel bir spordur, ama günümüzde hemen hiç kimse bunun spor tarafıyla meşgul olmamaktadır. Bu spor dalı, tümüyle kumar aracı olarak görev yapmaktadır. Altılı ganyan gibi adlarla insanlar spor adıyla kumarbaz yapılmaktadır. Yine Spor Toto, Loto gibi futbol maçlarıyla ilgili tahminler kumar olarak değerlendirilmektedir. Piyango, sayısal, spor toto, loto, altılı ganyan, müşterek bahis gibi şans oyunları denen değişik adlarla icrâ edilen bu kumarlarda devletin teşviki ve halkını kumarbaz yapmak için gayretlerini unutmamak gerekir. Vatandaşının karnını doyuramayan ve hatta onu soymak için binbir hile ve dayatma içindeki düzenin, açlık ve sefâlet denizine attığı vatandaşına yardım mâhiyetinde, sarılsınlar diye uzattığı yılandır şans/kumar oyunları. Düzenin ve gayri İslâmî çevrenin kurbanı halk için de göz kırpan, işveli ve nazlı dilberdir, o kaçtıkça halk devamlı koşar, ha bire yakalamak için ömür tüketir. Sadece ömür değildir tükenen, umut, para, Allah’ın hudûdu, izzet, dâvâ, ideal ve Cennet adaylığı... Vatandaşını her çeşit zararlı unsurlardan koruma görevi olan düzen, vatandaşını kumarbaz yaparak onların sırtından para kazanmanın keyfini çıkartır.



Gazetelere yansıdığı şekliyle CIA'in resmî istatistiklerine göre, dünyada sigara içen insan sayısı 1milyar 150 milyon. Sigara içen müslümanların sayısı 400 milyon. En büyük sigara üreticisi Phillip Morris. Bu da kazancının % 12'sini İsrail'e gönderiyor. Müslümanların, çeşitli markalarla piyasaya sunulan Morris'e günlük cirosu: 800 milyon dolar. Müslümanlarların ortalama günlük kâr katkısı 80 milyon dolar. 9.600.000 dolar müslüman parası her gün İsrail'e gitmiş oluyor, evet her gün! Ve Türkiye, yıllık 150 milyon kg. sigara tüketimiyle; Brezilya, Güney Kore ve Hindistan'dan sonra 4. sırada yer alıyor. Dünya Bankasının 1999-2000 yıllarında yaptığı sigara araştırmasının sonuçlarına göre, sigara kullanımı son on yılda dünyada % 4,12 azalırken, Türkiye'de ise % 52,18 oranında arttı.



Sigara, içki ve kumarın bir de ekonomik yönü var. Sigara ve içki tükettikçe tükenen insanımız, bir yandan bedenini, enerjisini, sağlığını tüketirken, diğer yandan da parasını tükettirmekte, hem de en azılı düşmanlarına. Her sigara, İslâm düşmanlarına malzeme, her iskambil bileti, müslümanın karşısına bir silâh olarak çıkmaktadır.



Her kaka kola İsrail için bir kurşun, her MC Donald hamburgeri, bir tank mermisi, her Amerikan ve Yahudi firmalarının sattığı bir ürün, bir Filistin çocuğunun ölümü demek. Parasını israf eden, sağlığını harap eden, imanî hayatını tehlikeye atan ve yavaş yavaş intihar eden içki ve kumar gibi haramlara parasını veren her müslüman, farkında olmasa da, İslâm’a ve müslümanlara savaşa katkıda bulunuyor, tâğut yolunda infakçı ve savaşçı oluyor.



"İman edenler Allah yolunda savaşırlar, kâfirler ise tâğut (bâtıl dâvalar ve şeytan) yolunda savaşırlar. O halde şeytanın dostlarına karşı savaşın; şüphe yok ki şeytanın kurduğu düzen zayıftır." (4/Nisâ, 76).



Ve iki hadis rivâyeti:



"Kim bir zâlime yardım ederse, Allah Teâlâ, o zâlimi ona musallat eder."



"Kim, bildiği halde zâlime yardım kastı ile onunla beraber yürürse, o kimse İslâm'dan dışarı çıkmış olur." 



At yarışı, piyango, loto, şans topu, on numara gibi resmî ve millî kumarlardan halkın cebinden çıkan bu kara, kapkara paranın, 2001 yılında tam 1 katrilyon 37 trilyon lira olduğu açıklandı. 2002 yılının ilk sekiz ayında ise 1 katrilyon 198 trilyon liraya yükselmiş bu rakam. Halk, evine ekmek götürmekte zorlansa da sigaraya ve kumara yatıracak parayı bulabiliyor demek ki. Bu hale gelen vatandaşı kandırıp umut satmak da, ona hizmet etmekle görevli düzene düşüyor elbette. Halkın cebinden çıkan bu paraların yarısından çoğu, devlete gidiyor. Diğer kalanlar da Ahmed’in parası Mehmed’e... Kumar vebalini de kazanan ve kaybeden herkes sırtına yüklenirken; psikolojik, sosyal ve daha önemlisi din yönüyle kaybeden hep halk oluyor. Dolaylı ve dolaysız bunca vergi vermek yetmiyor mazlum halka, bir de bu tür kumarlarla “enâyi vergisi” veriyor, “cehâlet vergisi” ödüyor. Dünyada huzursuzluğu, âhirette cehennemi dişinden tırnağından artırdığı, çocuklarının da hakkı olan para ile satın alıyor. Ne kötü bir alışveriş bu! “İşte onlar, hidâyete karşılık dalâleti satın alanlardır. Ancak, onların bu ticareti kazanmamış ve kendileri de doğru yola girememişlerdir.” (2/Bakara, 16). Bu katrilyon liraların içine vergisi verilmediği için kaçak/yasak kabul edilen kahvehane ve gayri resmî kumarhanelerde oynananlar tabii ki dâhil değil. Alıp satacak bir şeyi kalmayan gariban insanlara umut tâcirliği yapan, onlara umut satarak sukut-ı hayaller içinde başka ciddî meseleleri düşünemeyecek müstaz’af yığınlar düzenin eseridir; doğru, ama bu oyuna gelen halkın hiç mi kabahati yoktur? Hatta bunlara seyirci kalan müslümanların, tebliğcilerin?!       



Akıl ve beden sağlığını gideren her çeşit içkiyi ve insanlar arasında düşmanlığı, kini sokan, Allah’ı zikirden ve namazdan alıkoyan her çeşit kumar ve gayr-ı meşrû eğlenceyi yasaklayan Rabbimize hamd ve şükürler olsun! Pragmatist ve kapitalist tuzaklara düşmeyerek helâl yol dışına taşmadan geçimini temin eden ve kazandığı paraları resmî ve gayr-ı resmî kumar masalarında ve içki kadehlerinde tüketmeyen, beden ve ruh sağlığını koruyan, imanını çaldırmayan müslümanlara selâm olsun!



"İçki, bütün kötülüklerin anasıdır." (Hadis-i Şerif)



"İçkinin seslendiği yerden ahlâk ve hayâ kaçar."



"İçki dolu her kadeh lânetliktir, içindeki de şeytan."



"Şarabın boğduğu insan, denizin boğduğundan fazladır."



"Fitneye ekser sebep bezm-i cihanda bâdedir."



"Kumar, kendi parasını hiç uğruna başkasına vermek ya da başkasının parasını beleşten kapmaktır."



"Kumar oynayan servetinin, zamanının, özgürlüğünün ve sağlığının kaybından suçludur."



"Kumardaki tehlikeye karşı bedava bir sigorta vardır; hiç oynamamak."



"Kumarı olanın tomarı yağmaya gider."



"Kumar, yalanın aynasıdır."



"Kumar, hırs ve tamahın çocuğu, kötülüğün kardeşi, israfın anası, zarar ziyanın babasıdır."



"Kumarla içkiye kim pey sürür / İlk tadışta birden başın döndürür / Azın azın ocağını söndürür / Âhir hânümânın yıkar demişler.



"Alışkanlıklara, zıt alışkanlıklarla hâkim olunur."



"Alışkanlıkların zincirleri, önce duyulmayacak kadar hafif, sonra kırılmayacak kadar güçlü olurlar."



"Alışkanlık, bir halata benzer, insan her gün bir lifi örer ve sonunda, onu koparamayacak kadar güçlü yapar."



"Alışkanlık, anahtarı kaybolmuş bir kelepçedir."