5) Dosdoğru Olmak

Rabbimiz Allah şöyle buyurur:



“Ey iman edenler, Allah’dan sakının ve sadıklarla bir­likte olun.” (Tevbe, 9/119)



İman eden mü'min, imanın gereği olan salih ameli işleyerek takva ehli olmalı ve dosdoğru olanlarla beraber bulunmalı­dır… Katıksız iman edip salih amel işlemek, Rabbi Allah’a verdiği misak ahdine sadık kalmak, yani dosdoğru olmak demektir...[478] İman konusunda dosdoğru olmak, Âlemle­rin Rabbi Allah’a hiçbir şeyi şirk koşmadan ve İslâm ilkele­rin­den hiçbirini inkâr etmeden inanmak demektir… Salih amel konusunda dosdoğru olmak, ibadet ederken, yani Allah’ın emrettiği ve Rasulullah (s.a.s.)’in gösterdiği gibi yaşarken, ibadette Allah’a ortak koşmadan yaşamak de­mektir… Hayata, Allah’ın hükümlerinden başka hiçbir hükmü egemen kılmamak gerek… Çünkü mü’min müslümanın, namazı, bütün ibadetleri, hayatı ve ölümü Allah içindir… Muvahhid mü’min, böyle emrolunmuştur...[479] O, yaşarsa, Allah için yaşar ve ölürse, Allah’ın razı olduğu bir hâl üzere ölür… Her şeyi Allah için olmak demek, Allah’ın emrettiği ve razı olduğu şekilde ol­mak demektir… Bu da, yegâne önder ve hayat örneği olan Rasulullah (s.a.s.)’e tabi olmak, O’nun Sün­neti’ne uymakla gerçekleşir… Sadık olmak ve sadıklarla beraber bulunmak, bu demektir…



Rabbimiz Allah, sadıkları şöyle beyan buyurur:



“Mü’min olanlar, ancak o kimselerdir ki, onlar, Allah’a ve Rasulüne iman ettiler, sonra hiçbir kuşkuya kapılmadan Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad ettiler. İşte onlar, sadık (doğru) olanların tâ kendileridir.” (Hucurat, 49/15)



“Çünkü Allah, (sözüne bağlı kalıp doğru olan) sadık­ları, sa­dakatlerinden dolayı mükafatlandıracak.” (Ahzab, 33/24)



Süfyan b. Abdullah es-Sakafî (r.a.) şöyle demiştir:



- Ya Rasulallah, İslâm hakkında bana öyle bir söz söyle ki, onu, senden sonra hiçbir kimseye sormayayım, dedim.



Rasulullah (s.a.s.):



“Allah’a iman ettim de ve dosdoğru ol!” buyurdu.[480]



Abdullah İbn Mes’ud (r.a.)’dan:



Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:



“Doğruluk, insanı hâlis iyiliğe götürür. Hâlis iyilik de, cennete kılavuzluk eder. İnsan, doğruluk ede ede nihayet bu seciyesiyle sıddîk olur.”[481]



Misak ahdine sadık kalan ve imtihan yurdu olan dünya hayatında Rabbi Allah’a verdiği sözde duran muvahhid mü’minler, Allah Teâlâ tarafından şu şekilde mükafatlandı­rılacaklar…



“Allah dedi ki: ‘Bu, sadıklara, doğru söylemelerinin yarar sağladığı gündür. Onlar için, içinde ebedî kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler vardır. Allah, onlardan razı oldu, onlar da O’ndan razı olmuşlardır. İşte, büyük kurtuluş ve mutluluk bu­dur.” (Mâide, 5/119)[482]


Ve'l-Asr
i1 harfi