Hikmetin Önemi

Kur'ân-ı Kerim, ilim ve hikmete çok değer vermiştir. İlimden söz eden âyet sayısı 750'ye varır. Fakat Kur'an'ın övdüğü ilim, boş nazariyeler/teoriler değil; insanın iç ve dış dünyasını aydınlatan Allah'ın Kitapları olan Kur'an, evren ve insanı tanıtan faydalı ilimdir. Bilgili olan güçlü olur. İşte insanlığın yararına dönüşecek, eyleme çıkacak ilim, imanla beraber olursa Kur'an dilinde hikmet adını alır. Kur'an'ın hikmet dediği ilim; ruhsuz, mâneviyatsız bilgi değil; Yaratanından yola çıkarak yarattıklarını incelemeğe iten ve inceledikçe insanın, Yaratanına karşı sevgi ve saygısını kamçılayan bilgidir. Bu bilgi, insanı maddeye kulluğa değil; maddenin yaratıcısı Allah'a saygıya, imansızlığa değil; imana, nankörlüğe değil; Allah'a şükretmeğe götürür. Bundan dolayı Rasûlullah (s.a.s.): "Hikmetin başı Allah korkusudur" (Feyzu'l-Kadir, 3/574) buyurmuştur.



Cenâb-ı Hak, Lokman sûresinde hikmeti şükürle beraber anmıştır (31/Lokman, 12). Çünkü ilim, Allah'ın insana en büyük lütfudur. Onu kendisine lütfeden Allah'a şükretmek gerekir. İnsan, öğrendiği bilgi ile, yaptığı icatlarla gurura düşerse, şeytanın yoluna girmiş olur. O bilgi de hikmet olmaktan çıkar.  



Hikmetin ilimle, tefekkürle, fıkıh (dinde anlayışlı, derin kavrayışlı olmak)la yakın ilgisi vardır. Hikmet; hikmet kaynağı hakîm Kur’an’ı okumak ve üzerinde düşünmektir. Hikmet, ma’rifetullah’tır. Allah’ın kendi nurundan kalbe koyduğu bir ışıktır. Hikmet, şer’î hükümler, naklî ve aklî delillerdir. Hikmet, Hz. Lokman’a verilendir. Çünkü Kur’an’da şöyle buyrulur: “Andolsun ki Biz Lokman’a, Allah’a şükretsin diye hikmet verdik...” (31/Lokman, 12) Lokman (a.s.) hakîm ve sâlih bir zâttır. Ona verildiği bildirilen hikmet de dindarlık, sözde, fikirde ve amelde isâbet, akıl, anlayış, ilim ve ameldir. Hz. Lokman’ın hikmetli öğütleri meşhurdur. “Hakîm lakabıyla anılmasına sebep olan bu öğütlerden bazıları Kur’an lisanıyla şunlardır: “Yavrucuğum! Allah’a şirk/ortak koşma! Şüphesiz şirk en büyük bir zulümdür. Yaptığın iş/amel (iyilik veya kötülük), bir hardal tanesi kadar küçük olsa da Allah onu bulup çıkarır ve karşılığını verir. Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış. Ve bu yolda başına gelenlere sabret. Yeryüzünde kibirle yürüme!” (31/Lokman, 13-18). Bu âyetlerden anlaşılıyor ki hikmet; bilgiyi iyi kullanmak, selîm aklın ve ilmin gereğini yapmak, kısaca şer’î sınırlar içinde düşünmek ve yaşamaktır.