Hikmet Olan Bir Kitap; Kur'an:

Kur’an, ‘hakîm’ bir kitaptır (36/Yâsin, 2; 31/Lokman, 2). Her işi hikmetli olan Hakîm olan Allah’ın hikmet sergileyen, her şeyi hikmet olan kitabıdır Kur’an. Kur’an’ın bütün âyetleri sağlamlaştırılmış bir şekilde hikmeti öğretirler. Kur’an, Allah’ın Hakîm sıfatını, Alîm (her şeyi bilen), Habîr (her şeyden haberdar olan), Azîz (güçlü ve yüce) gibi az çok bilmekle ilgili sıfatlarla beraber kullanır. Bu da ‘hikmet’in bilgi, mârifet ve bunlara bağlı olarak hayır üretmek, hayırlı olanı yapmak olan anlamlarına işarettir (2/Bakara, 129, 220; 3/Âl-i İmrân, 18; 4/Nisâ, 26; 6/En’âm, 18 v.d.).



Peygamberler, kendilerine bildirilen vahy’i öğrettikleri gibi; insanlara, vahyin sunduğu mantık ve imkânlarla yeni ve hayırlı değerler üreten hikmeti de öğretirler.



“Öyle ki içinizde kendinizden size âyetlerimizi okuyacak, sizi arındıracak, size kitap ve hikmeti öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek rasûl gönderdik.” (2/Bakara, 151, ayrıca bkz. 2/Bakara, 129, 231; 3/Âl-i İmrân, 164; 62/Cum’a, 2).



Rasüller, hikmetle konuşan, hikmetle iş yapan, hikmetle nasihat eden, inananları hikmetle tezkiye eden (arındıran) kimselerdir. Onlar, hikmetin canlı örneği, yürüyen kitaplardır.



Hikmetin en yücesi, doruğa ulaşmış şekli, Allah’tan gelen âyetlerdir. Kendilerine ilimden nasip verilmemiş olanlar bu hikmeti anlamadıkları gibi, hikmetle iş de yapamazlar (54/Kamer, 5). Kur’an, bünyesindeki vahye “hikmet” derken; ona çağrının, İslâm’a dâvetin de hikmetle yapılmasını emreder (16/Nahl, 125).



Peygamberin tebliğ ettiği hikmet kaynağı vahye inanmış ve onu kendisine rehber edinmiş kimseler hikmetten pay alırlar, hikmetle iş yapmanın, hikmetli düşünmenin yollarını bulurlar. Kur’an şöyle diyor:



“Kime dilerse hikmeti ona verir; şüphesiz hikmet verilene sonsuz ve bereketli bir hayır da verilmiştir. Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp düşünmez.” (2/Bakara, 269)[295]