b) Beslenme:
Kuvvetli mümin zayıf müminden daha hayırlıdır. (Müslim, Kader 34; İbn Mâce, Zühd 14; Ahmed bin Hanbel, II/366, 370)
Her gün oruç tutan, geceyi tamamen ibâdetle geçiren Abdullah bin Amr bin Âsa Rasûlullah (s.a.s.) şöyle demişti: Böyle yapma. Bazen oruç tut, bazen de tutma. Geceleyin hem ibâdet et, hem de uyu. Muhakkak ki vücudunun senin üzerinde hakkı vardır. (Buhârî, Teheccüd 20; Müslim, Sıyâm 181)
Akşam yemeğini terketmek ihtiyarlığa sebep olur. (Tirmizî, Etıme 46)
Hastanız bir şey isteyince, onu (iştahını çeken, kendisine zarar vermeyen şeylerden) yedirin! (İbn Mâce, Tıb 2, Cenâiz 1)
Zeytin yağı yiyin ve sürünün. Çünkü o, mübârek bir ağacın ürünüdür. (İbn Mâce, Etıme 34)
Ebû Hüreyre (r.a.)den şöyle rivâyet ediliyor: Nebî (s.a.s.)ye pişmiş et getirildi, kendisine kol tarafı verildi ve o da yedi; çünkü bunu severdi. (Tirmizî, Etıme 34)
Ebû Mûsâ el-Eşarî (r.a.)den şöyle rivâyet edilmiştir: Peygamber (s.a.s.)i tavuk eti yerken gördüm. (Buhârî, Zebâih 26; Müslim, Eymân 9)
Hz. Peygamber sütü de severdi. Hz. Ebû Bekir (r.a.) şöyle diyor: Rasûlullah ile (hicret esnâsında) Mekkeden Medineye doğru yola çıktığımız zaman bir çobana uğradık. Biraz süt sağarak Rasûlullaha getirdim, o da içti. Ben de onun susuzluğunu giderdiğimi anlayıp sevindim. (Buhârî, Menâkıb 45; Müslim, Eşribe 90)
Rasûlullah (s.a.s.) hiçbir zaman herhangi bir yemeği ayıplamazdı. İştahı varsa yer, yoksa yemezdi. (Buhârî, Menâkıb 23; Müslim, Eşribe 187)
Mümin karnını tamamen doyurmaz. (Dârimî, Vesâyâ 1, hadis no: 108)
Mümin bir karın dolusu, kâfir ise yedi karın dolusu yer. (Buhârî, Etıme 12; Müslim, Eşribe 182-186; Tirmizî, Etıme 20; İbn Mâce, Etıme 3)
Âdemoğlu, midesinden/karnından daha şerli/fena bir kap doldurmamıştır. Belini doğrultacak birkaç lokmacık ona yeter. Yok, birkaç lokma ile yetinmeyecekse (nefsinin galebesiyle) ille de midesini dolduracaksa hiç olmazsa onu üçe ayırsın: (karnının) üçte birini yemeğe, üçte birini içeceğine/suya, üçte birini de nefesine (ayırsın, üçte birden fazlasına yemek koymasın). (Tirmizî, Zühd 47; İbn Mâce, Etıme 50)
Muhakkak suyu üç nefeste içmek; daha kandırıcı, zararsız (herhangi bir hastalığa sebep olmaz) ve boğazdan daha kolay akıcıdır. (Müslim, Eşribe 123)
Deve gibi bir nefeste içmeyin. İki, üç nefeste için. Bir şey içeceğiniz zaman besmele çekin; içtikten sonra da elhamdü lillâh deyin. (Tirmizî, Eşribe 13)
"Bir kimse, bir şey içerken kabın içine hohlamasın." (Buhârî, Eşribe 25, Vudû 18-19; Müslim, Tahâret 63, 65, Eşribe 121; Ebû Dâvud, Eşribe 20; Tirmizî, Eşribe 15, 16; Nesâî, Tahâret 42)
Sizden biriniz ayakta su içmesin. (Müslim, Eşribe 16)
Sarhoşluk veren şeyi içmeyin. (Müslim, Edâhî 37; Nesâî, Cenâiz 100, Eşribe 40; İbn Mâce, Eşribe 14)
Sarhoşluk veren her şey haramdır. (Buhârî, Vudû 71; Müslim, Eşribe 67, 68)
Her gün oruç tutan, geceyi tamamen ibâdetle geçiren Abdullah bin Amr bin Âsa Rasûlullah (s.a.s.) şöyle demişti: Böyle yapma. Bazen oruç tut, bazen de tutma. Geceleyin hem ibâdet et, hem de uyu. Muhakkak ki vücudunun senin üzerinde hakkı vardır. (Buhârî, Teheccüd 20; Müslim, Sıyâm 181)
Akşam yemeğini terketmek ihtiyarlığa sebep olur. (Tirmizî, Etıme 46)
Hastanız bir şey isteyince, onu (iştahını çeken, kendisine zarar vermeyen şeylerden) yedirin! (İbn Mâce, Tıb 2, Cenâiz 1)
Zeytin yağı yiyin ve sürünün. Çünkü o, mübârek bir ağacın ürünüdür. (İbn Mâce, Etıme 34)
Ebû Hüreyre (r.a.)den şöyle rivâyet ediliyor: Nebî (s.a.s.)ye pişmiş et getirildi, kendisine kol tarafı verildi ve o da yedi; çünkü bunu severdi. (Tirmizî, Etıme 34)
Ebû Mûsâ el-Eşarî (r.a.)den şöyle rivâyet edilmiştir: Peygamber (s.a.s.)i tavuk eti yerken gördüm. (Buhârî, Zebâih 26; Müslim, Eymân 9)
Hz. Peygamber sütü de severdi. Hz. Ebû Bekir (r.a.) şöyle diyor: Rasûlullah ile (hicret esnâsında) Mekkeden Medineye doğru yola çıktığımız zaman bir çobana uğradık. Biraz süt sağarak Rasûlullaha getirdim, o da içti. Ben de onun susuzluğunu giderdiğimi anlayıp sevindim. (Buhârî, Menâkıb 45; Müslim, Eşribe 90)
Rasûlullah (s.a.s.) hiçbir zaman herhangi bir yemeği ayıplamazdı. İştahı varsa yer, yoksa yemezdi. (Buhârî, Menâkıb 23; Müslim, Eşribe 187)
Mümin karnını tamamen doyurmaz. (Dârimî, Vesâyâ 1, hadis no: 108)
Mümin bir karın dolusu, kâfir ise yedi karın dolusu yer. (Buhârî, Etıme 12; Müslim, Eşribe 182-186; Tirmizî, Etıme 20; İbn Mâce, Etıme 3)
Âdemoğlu, midesinden/karnından daha şerli/fena bir kap doldurmamıştır. Belini doğrultacak birkaç lokmacık ona yeter. Yok, birkaç lokma ile yetinmeyecekse (nefsinin galebesiyle) ille de midesini dolduracaksa hiç olmazsa onu üçe ayırsın: (karnının) üçte birini yemeğe, üçte birini içeceğine/suya, üçte birini de nefesine (ayırsın, üçte birden fazlasına yemek koymasın). (Tirmizî, Zühd 47; İbn Mâce, Etıme 50)
Muhakkak suyu üç nefeste içmek; daha kandırıcı, zararsız (herhangi bir hastalığa sebep olmaz) ve boğazdan daha kolay akıcıdır. (Müslim, Eşribe 123)
Deve gibi bir nefeste içmeyin. İki, üç nefeste için. Bir şey içeceğiniz zaman besmele çekin; içtikten sonra da elhamdü lillâh deyin. (Tirmizî, Eşribe 13)
"Bir kimse, bir şey içerken kabın içine hohlamasın." (Buhârî, Eşribe 25, Vudû 18-19; Müslim, Tahâret 63, 65, Eşribe 121; Ebû Dâvud, Eşribe 20; Tirmizî, Eşribe 15, 16; Nesâî, Tahâret 42)
Sizden biriniz ayakta su içmesin. (Müslim, Eşribe 16)
Sarhoşluk veren şeyi içmeyin. (Müslim, Edâhî 37; Nesâî, Cenâiz 100, Eşribe 40; İbn Mâce, Eşribe 14)
Sarhoşluk veren her şey haramdır. (Buhârî, Vudû 71; Müslim, Eşribe 67, 68)
H harfi
- el-HÂDÎ
- el-HAKÎM
- el-HİCR SÛRESİ
- HABER
- HABER-İ MEŞHÛR
- HABERLERİN TETKİKİ
- HABEŞİSTAN HİCRETİ
- HÂBİL (VE KÂBİL)
- HABÎS
- HABLULLAH
- HACAMAT (HİCAMAT)
- HACB
- HÂCER
- HACİZ, HACZ
- HAÇ (SALİB)
- HAÇLI SEFERLERİ
- HAD, HADLER
- HADÂNE BÂBI
- HADLER BAHSİ
- Hudud:
- HADÎS
- HÂDİS
- HAFAZA MELEKLERİ
- HAFİ
- HÂFIZ
- HAFSA BİNTİ ÖMER İBN el-HATTAB (r.a)
- HAK, HAKLAR
- HAKEM BABI
- HÂKİMİYET
- HAKK