İdrarından Sakınmamak

Şeriatın güzel yönlerinden biri de insan hayatına uygun her şeyi getirmiş olmasıdır. Bunlardan biri de pisliğin temizlenmesidir. Bunu için “istinca”[227] ve “isticmar”[228] kuralları konulmuştur. Ve bu şekilde temizlenmenin ve arınmanın nasıl yapılacağı açıklanmıştır.



Bazı insanlar (tuvaletten sonra) pisliğin temizlenmesinde gevşek davranırlar. Bu da, elbisenin veya vücudun pislenmesine ve dolayısıyla kıldığı namazın sahih olmamasına yolaçar. Rasûlullah (s.a.v.) Medine bahçelerinden bir bahçeye[229] uğradı. Kabirlerinde azap gören iki insanın sesini işitti. Ve şöyle buyurdu:



“Azap ediliyorlar. Büyük bir şey dolayısıyla azap edilmiyorlar.”



Sonra şöyle dedi:



“Hayır”,



Başka bir rivayette:



“Şüphesiz o büyük bir şeydir.”



“Onlardan birisi idrarından sakınmazdı. Diğeri de laf getirip götürürdü...”[230]



Hatta, Rasûlullah (s.a.v.)



“Kabir azabının çoğunun idrar sebebiyle olduğunu” haber vermiştir.[231]



Tuvaletinden idrarı kesilmeden aceleyle kalkmak, üzerine idrar sıçrayarak bir şekilde veya böyle bir yerde bilerek idrarını yapmak, “istinca” ve “isticmar”ı terketmek veya gereği gibi yapmamak idrardan sakınmamaya girer.



Günümüzde kafirlere benzeme öyle bir noktaya ulaştı ki bazı tuvaletlerde duvarlara sabitlenen etrafı açık ihtiyaç giderme yerleri bulunur oldu. Kişi oraya giderek utanmadan, girenin çıkanın önünde idrarını yapar. Sonra elbisesini kaldırır ve pisliğin üzerine giyer. Bu şekilde iki çirkin ve haram işi birlikte korumamıştır, ikincisi ise, temizlenmemiş ve idrarından arınmamıştır. [232]