Geri Ödemeyi İstemediği Halde Borç İstemek

Kulların hakları Allah katında büyüktür. Kişi belki tevbe ile Allah’a olan borcundan kurtulur ama kulların hakları dinar ve dirhemle değil, günahlar ve sevaplarla hesaplaşıldığı gün gelmeden önce mutlaka ödenmelidir. Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyurur:



“Allah size, mutlaka emanetleri sahiplerine vermenizi emreder.” (Nisa: 4/58)



Toplumda yaygın davranışlardan biri de borç isteme konusunda yeterince duyarlı davranmamaktır. Bazı insanlar, zaruri ihtiyaçları olduğu için değil, bolluk içerisinde yaşama arzusuyla ve araba, ev eşyası vb. geçici ve yok olmaya mahkum dünya malını yenilemede başkalarıyla yarışabilmek için borç alırlar. Ve böyleleri genelde -çoğu haram ve şüpheden uzak olmayan- taksitli satışlar alemine dalarlar.



Borç alma konusunda ölçülü davranmamak ödemeyi geciktirmeye sebep olur. Veya karşıdaki kişinin parasını değer kaybına ve yok olmasına yol açar. Rasûlullah (s.a.v.) bu durumun sonucuna dikkat çekerek şöyle buyurmuştur:



“İnsanların mallarını geri ödemek üzere alana Allah kefil olur. O malları zarara uğratmak üzere alanı da zarara uğratır.”[170]



İnsanlar borç hususunda oldukça vurdumduymaz davranıyorlar ve basit bir şey olduğunu sanıyorlar. Oysa borç olayı Allah katında büyüktür. Öyle ki şahid olan dahi; büyük ayrıcalıkları çokça sevabı ve yüce mertebesine rağmen borcun sorumluluğundan kurtulamıyor. Bunun delili Rasûlullah’ın (s.a.v.) şu kavlidir:



“Subhanallah! Allah borç konusunda ne kadar ağır hükümler indirdi. Nefsim elinde olan (Allah’a) yemin olsun ki şayet bir kişi Allah yolunda öldürülürse, sonra diriltilip tekrar öldürülse, sonra diriltilip yine öldürülse ve ödenmemiş bir borcu olsa ödeninceye kadar cennete giremez.”[171]



Bu açıklamadan sonra, (borçlanmada) ölçüsüz davranıp aşırıya kaçanlar acaba hatalarından dönerler mi!?[172]