İşçiye, İşinin Karşılığını Vermemek

Rasûlullah (s.a.v.) işçiye hakkının bir an önce verilmesini teşvik etmiştir. Şöyle buyurur:



“Ücretliye/işçiye hakkını teri kurumadan önce verin.”[161]



Çalışanlara, işçi ve memurlara haklarının verilmemesi müslümanlar arasında yaşanan haksızlık türlerinden biridir. Bunun çeşitli şekilleri vardır:



- Çalışanın hakkını tamamen inkar etmesi ve çalışanın da elinde hiç bir delil olmaması. Bunun hakkı dünyada kaybolsa bile Kıyamet günü Allah katında kaybolmayacaktır. Zalim, mazlumun malını yemiş olarak gelir. Zalimin hasenatından alınır ve mazluma verilir. Hasenatı biterse mazlumun günahlarından alınarak zalime yüklenir. Sonra da cehenneme atılır.



- Çalışana hakkını vermekte cimri davranmak ve ücretini tam olarak vermemek, haksız yere kesinti yapmak. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:



“Ölçü ve tartıda hile yapanlara yazıklar olsun!” (Mutaffifin: 83/1)



Bunun bir örneği de bazı iş sahiplerinin dışarıdan işçi getirdiklerinde yaptığıdır. Onlarla belirli bir ücret üzerine anlaşmıştır. Kendisinin kefaletine girip işe başlayınca iş akdini alarak daha düşük ücretlerle değiştirir. İşçiler, istemeyerek onun yanında kalırlar. Belki de haklarını isbat etmeye güçleri yetmez ve problemlerini Allah’a havale ederler. Şayet zalim iş sahibi müslüman ve çalışan kafirse bu düşük ücret onu Allah yolundan alıkoyar ve günaha girer.



- Çalışana ek işler yükleyip ya da çalışma süresini uzatıp karşılığında esas ücreti vermek ve ek iş ücretini vermemek.



- Çalışanı oyalayarak uzun uğraşlar, koşuşturmalar, şikayetler ve mahkemelerden sonra parasını ödemek. İş sahibinin ödemeyi geciktirmekteki kastı işçinin bıkıp hakkını aramayı bırakması ve almaktan vazgeçmesi olabilir. Ya da işçilerin paralarını kullanarak bundan faydalanmak isteyebilir. Bazıları da bu paraları faize yatırır. Gariban işçi ise günlük yiyeceğini, kendileri için gurbete çıktığı muhtaç ailesine ve çocuklarına göndereceği parayı bulamaz. Acı verici bir günün azabına uğradıkları zaman o zalimlerin vay haline!



Ebu Hureyre (r.a.) Rasûlullah’tan (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:



“Allah Teâlâ şöyle buyurur: Kıyamet günü üç kişinin karşısında olurum. Benim adımı vererek anlaşan sonra da anlaşmaya uymayan kişi, hür birini köle olarak satıp parasını yiyen kişi, işçi tutup işini gördüren ve ücretini vermeyen kişi.”[162]